BAKIM SEKTÖRÜNDE KAYIT-DIŞI KADIN EMEĞİNİN FARKLI AKTÖRLERİ VE BOYUTLARI Sibel Kalaycıoğlu Helga Rittersberger-Tılıç Kezban Çelik 3 BAKIM SEKTÖRÜNDE KAYIT-DIŞI KADIN EMEĞININ FARKLI AKTÖRLERI VE BOYUTLARI Sibel Kalaycıoğlu* Helga Rittersberger-Tılıç** Kezban Çelik*** * Prof. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, ksibel@metu.edu.tr ** Prof. Dr., Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, helgat@metu.edu.tr *** Doç. Dr., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü, kezban.celik@omu.edu.tr 5 G GİRİŞ “Bakım Sektöründe Kayıt-dışı Kadın Emeğinin Farklı Aktörleri ve Boyutları” başlıklı araştırmanın temel amacı, bakım sektörünü arz ve talep boyutları ile ve bütüncül olarak ortaya çıkarmak olarak belirlenmiştir. Ayrıca, araştırmada Türkiye’deki istihdamın yapısı içinde ve özellikle de kadın istihdamı için, enformel yapıların ve buna bağlı kurumların önemini ve farklı özelliklerini anlamak hedeflenmiştir. Türkiye, kadının işgücüne katılım oranının düşük olduğu bir ülkedir ve kadınların kayıtlı sektöre katılımlarının arttırılması önemli politika konularından birisi olarak görülmelidir. Öte yandan kadının işgücüne katılımının çoğunlukla enformel/kayıt dışı sektörde gerçekleşiyor olması bir çelişki ortaya çıkarmaktadır. Buradan hareketle bu proje, “kayıt-dışı” olarak isimlendirilen enformel sektörü ve içindeki heterojenliği, farklı aktörleri (arz ve talep açısından) ve boyutları üzerinden çeşitlenmesini, bütün bu özelliklerin de kadın istihdamı ve kayıt-dışı kadın emeği üzerindeki etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Kadınların ücretli çalışma oranlarını artırma kapasitesi en yüksek alanlardan birisi olan bakım sektörü/mor işler çok boyutluluğu ve heterojenliği içinde irdelenmiştir. Kadın istihdamının arttırılmasında ‘insan onuruna yakışır istihdamın esas amaç olarak belirlenmesi, iş piyasasındaki kadın-erkek eşitliği ve çalışma-ev yaşamı arasındaki uzlaşmanın sağlanmasının” gerekliliği açıktır. Ancak evde bakım sektörünün istihdama konu olduğu ve öncelikli olarak kadınların bu sektörde işgücüne katılımlarının amaçlandığı ülke deneyimleri; kadınların istihdama katılımlarının araçsallaştırıldığını, kadın-erkek eşitliğini gözetmediğini, dikey ve yatay farklılaşmalara neden olmakta olduğunu göstermektedir (İlkkaracan, 2010:13-14). Bu nedenlerle cinsiyet ayrımcılığından kaçınabilmek, sektörde sürdürülebilir ve eşitlikçi bir işgücü ve istihdam politikası geliştirebilmek ve bu sektörde yer alan kadınların ücretli çalışmadan elde edebilecekleri kazanımları arttırabilmek için sektörün tüm boyutlarına odaklanılması ve buradan politika üretilmesi gerekmektedir. 7 1 Evde bakım emeği çocuk-hasta-yaşlı-engelli bakım alanları olarak belirlenmiş olup bu alanda çalışan yerli ve yabancı kadınlar, kadınların istihdam biçimlerini etkileyen 1 talep ile talep ve arz arasında yer alan firmalar araştırma kapsamında irdelenmiştir. Evde bakım emeğine ilişkin talebin içeriğinin anlaşılması şimdiye kadar yapılan Ücretli Çalışma çalışmalarda ele alınmayan bir boyuttur. Öte yandan bu tür bir işe talep ve talebin şekillendirdiği ve belirlediği çalışma koşulları bu işlerde yer alan kadınların, işe ve Kadın Emeği girişten başlayarak tüm iş yaşamını biçimlendirmektedir. Talebin yarattığı bu etki sadece sektörde istihdam edilen kadınları değil firmaları da etkilemektedir. Firmaların yasal statüleri, uzmanlıkları, hedef kitleleri talep ile şekillenmektedir. Bu kapsamda Bütün dünyada çalışma hayatına ilişkin “iyi işler” üretme kapasitesi olan sanayi sektörü, sunulan çalışma, bir yandan arz ve talep arasında şekillenen firmaların sektördeki gelişen teknoloji ve küresel rekabete bağlı olarak küçülmekte bunun yerine hizmet rolünü diğer yandan ise evde bakım sektöründe kayıt-dışı kadın emeğini farklı ve finans sektörü büyümektedir. Türkiye’de ise çözülmekte olan tarım nüfusunu, aktörler ve boyutları ile ele almıştır. ekonomik büyümenin istihdam yaratma kapasitesinin düşüklüğünü, demografik geçiş sürecinin sonucu oluşan yüksek oranda çalışma çağındaki genç nüfusu, düşük kadın işgücü katılım oranlarını ve geniş kayıt dışı sektörün varlığını bu faktörlere eklemek gerekmektedir. Sadece Türkiye’de değil Türkiye’nin de içinde yer aldığı gelişmekte olan ülkelerde kadın işgücü katılım oranlarının düşük olması genellikle ortak bir özellik olarak ortaya çıkmaktadır. Bu ortaklıktan hareketle gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülke olabilmeleri, yoksulluğun önlenmesi hatta toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda yol alınabilmesi ile kadınların ücretli işgücü katılımları arasında doğrusal bir ilişki kurulmakta ve katılım oranlarını arttırmak önemli bir politika konusuna dönüşmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kadınların ücretli iş katılımlarını etkileyen nedenleri açıklamaya çalışan farklı yaklaşımlar mevcuttur. Bunların arasında “klasik modern” önemli bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım, gelişmekte olan ülkelerde sanayinin zaman içinde gelişeceğini ve buna bağlı kültürel-yapısal değişimler olacağını ve bu değişimlerin kadınlara da yansıyacağını iddia etmektedir. Bu yaklaşım sanayileşmenin kadın işgücünü çekeceğini ve ücretli emek katılımının artması ile kadın-erkek eşitliğinin sağlanacağını varsaymıştır (Inglehart&Norris, 2003). Gelişmekte olan ülkelerdeki kadınların düşük ücretli iş katılımlarını “kültürel nedenlerle” açıklama eğilimi de yaygındır. Bu yaklaşımların Türkiye’deki düşük kadın işgücü katılım oranlarını ne kadar açıklamakta olduğunu anlamaya çalışmak önemlidir. 1980’lerle birlikte Türkiye önemli yapısal değişimler yaşamaya başlamıştır. Etkileri son yıllarda oldukça iyi izlenebilen şekilde bu yıllar, nüfusun kır-kent oranlarının değiştiği yıllar olmuştur. Cumhuriyetin başında nüfusun % 90’ı kırsal alanlarda yasamakta ve tarımsal faaliyetler temel geçimi oluşturmakta idi. 1950’li yıllara kadar önemli bir değişim olmadı ancak 50’li yıllarda başlayan ve halen devam eden nüfus hareketliliği sonucu bugün nüfusun % 75’ten 9 fazlası kentsel alanlarda yaşamaktadır. Değişimlerin kadın üzerine olan etkileri ise sorumlulukların –çocuk, hasta, özürlü, yaşlı bakımı gibi – katılım oranları üzerinde çok daha çarpıcı olmuştur. Kentsel alana gelmekle birlikte kadınların eğitime katılma olumsuz etkisinin olduğu bilinmektedir (İlkkaracan, 1998; Başlevent ve Onaran, oranları ve katıldıkları vakit eğitimde kalma süreleri artmaya başlamıştır. Uzayan 2003). Ayrıca ekonomide yaşanan liberalleşme, küreselleşme ve sanayinin üretimdeki eğitim ve geciken evlenme yaşının temel etkisi ise doğurganlığın azalması olmuştur. payının azalması ile kadın katılım oranları arasında ters yönlü bir ilişki olduğu da Böylece kentleşme ile çok doğurganlık ve yüksek bebek ölümlerinden düşük doğum malum bir konudur (Ecevit, 1998). ve ölüm oranlarının yaşandığı demografik geçiş süreci de tamamlanmıştır. Bu iyileşmeye ek olarak kadınların evlenme yaşlarının yükselme eğiliminde olduğu ve Türkiye’de kadın istihdamının genel özellikleri, düşük katılım oranları, enformel sadece erkeğin çalıştığı “tek gelirli” aileden, kadının da çalışma yaşamına dahil olduğu istihdamın yaygınlığı ve çalışır yaşta önemli bir kadın nüfusunun etkinlik dışı kalıyor “çift gelirli” aile normuna doğru bir değişimin de toplumsal kabulünün artmaya olması olarak sıralanabilir. Çalışan kadınların çoğu tarımsal alanlarda ücretsiz aile başladığını izlemek mümkün olmuştur (DPT-DB, 2009). işçisi olarak çalışmakta, son yıllarda kentsel alanlarda da kadınların enformel hizmet sektör işlerinde yoğunlaştığı tespit edilmektedir (Toksöz, 2007). Kadınları enformel Ancak Türkiye’de kadın konusuna bakıldığında gözlemlenen durumu “paradoks” olarak ekonomide çalışmaya zorlayan başlıca etkenlerden biri yoksulluk olup yaşamak tanımlamak mümkün gözükmektedir. Modernist öğreti kamusal alanda en azından ve geçinmek için gerekli gelirden yoksun olmaktır. İkinci neden ise, iş piyasasının prensipte kadın ve erkekleri eşitlemiş ve buna bağlı haklar da yasal düzeyde verilmiş, sunduğu sınırlı iş imkânlarıdır. Gerçekten, hem düşük düzeyde ve düzensiz de olsa bu eşitliği yakalamanın en önemli aracı ise eğitim olarak görülmüştür. Son yıllarda gelir elde etmeye muhtaç olduklarından, hem de çalışacak alan bakımından başka gerçekleşen yasal reformlarla kadın-erkek eşitliği ve kadının insan haklarının gelişimi seçenekleri olmadığından giderek daha çok kadın enformel işgücüne katılmaktadır konularında önemli adımlar atılmış; Türkiye dünyada bu alanda oldukça olumlu bir (ILO, 2010). Küreselleşme, ihracata dayalı endüstrileşmeye geçiş ve endüstrilerin yasal çerçeve sahibi ülkeler arasında sayılabilir hale gelmiştir. Ancak konuya ilişkin tüm gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere doğru yerelleştirilmesi enformel araştırmalar bu yasal düzenlemelerin gerçek yaşamda karşılığını bulamadığını; başta istihdamın artmasına yol açarken, ucuz ve esnek işgücü olarak çoğu zaman kadınları kadınlara karşı şiddet olmak üzere, istihdamdan siyasete birçok alanda gerçek kadın- tercih etmektedir (Erdut, 2005). Haziran 2013 döneminde, Türkiye genelinde erkek eşitliğinin sağlanmasından çok uzakta olduğunu göstermektedir (Acar, 2010). istihdam edilen 26 milyon 319 bin kişiden 9 milyon 952 bin kişinin kayıt dışı olduğu bildirilmektedir. Kayıt dışı çalışma kadınlarda daha fazla görülmekte ve oranı 53.5 Bu eşitsizliğin en önemli göstergeleri ise eğitim ve çalışma oranlarıdır. Türkiye’de olarak verilmektedir. Çok kabaca Türkiye’de 4 kadından birinin çalıştığını ve çalışan yaklaşık her on kadından birinin okuma-yazma bilmediği, kentsel alanlarda çalışma iki kadından birinin kayıt dışı çalışmakta olduğunu söylemek mümkündür (http:// oranlarının çok düşük olduğu ve yine sadece her dört kadından yaklaşık birinin kadininstatusu.gov.tr/uygulamalar/turkiyede-kadin, Erişim Tarihi: 25.04.2015). ücretli çalışabildiği görülmektedir. Sonuç olarak, kendi içinde önemli değişiklikler olmakla birlikte iki grup kadın gerçeğinden söz etmek olanaklı gözükmektedir. Kayıt dışı istihdamla ilgili bu durum TUİK’in yaptığı (2009) Yoksulluk Çalışması’nın Siyasi, medeni ve sosyal haklar açısından “vatandaş” olmuş kadınlar ile “vatandaş sonuçları ile birlikte değerlendirildiğinde kayıt dışı istihdam edilenlerin aynı zamanda olamamış” kadınlar. Bu durumu oldukça iyi yansıtan çalışmalardan birisi ise Küresel Türkiye’deki en yoksul kesimi oluşturmakta oldukları da görülmektedir. 2009 yılında % Toplumsal Cinsiyet Farkları (UN-Global Gender Gap) raporudur. 2014 raporunun 43,8 olan kayıt dışı istihdam oranı, 2014 yılında % 35’e gerilemiştir. Kayıt dışı istihdam sonuçları; tüm dünyada kadınların ekonomik katılım ve fırsatlar, eğitim, politika, oranında belirgin bir düşüş yaşansa da, tarım dışı sektörlerde kayıt dışı istihdam sağlık ve hayatta kalma konularında erkeklerin gerisinde olduğunu göstermektedir. problemi ciddiyetini korumaktadır. TÜİK’in verilerine göre kayıt dışı istihdamın yaygın Dünyada kuzey ülkelerindeki görece kazanımlar dışında hiçbir ülke bu konularda olduğu kesimler ücretsiz aile işçileri, kendi hesabına çalışanlar ve yevmiyeliler gibi eşitlik sağlayamamıştır. Bu sıralamada Türkiye’nin yeri ise 125. sıradır ve bu sıralama yoksulluğun en yaygın olduğu gruplardır. Sonuçta, gelirden az pay alan yoksul ve ile gelişmekte olan pek çok ülkenin gerisinde kalmaktadır1. Kırdan kente göçün işsiz kesim hayatını devam ettirebilmek uğruna kayıt dışı çalışmaktadır. Ayrıca eğitim devam etmesi ile tarımda istihdam içinde görünen kadınların kentsel alanlarda düzeyi azaldıkça yoksulluk riski artmaktadır. Bu grupların çoğunluğunu da kadınlar “ev kadını” statüsüne geçişleri, sahip oldukları eğitim ve beceri düzeylerinin işgücü oluşturmaktadır. piyasasının taleplerinin altında kalması (Dayıoğlu, 2000; İnce ve Demir, 2006) ve toplumsal cinsiyet rollerine bağlı işbölümünde kadının özel alanda üstlendiği eşitsiz Kayıt dışı istihdam Türkiye’nin işgücü piyasasının önemli bir özelliğidir. Kayıt dışı çalışma sadece Türkiye için değil dünya ekonomilerinin de 1970’li yıllardan beri 1- Türkiye’nin 125. sırada yer aldığı çalışmaya toplam 142 ülke dahil edilmiştir. 2013’te Türkiye 136 ülke arasında 120. sırada, 2012’de ise 135 ülke arasında 124. sırada yer almıştır. gündeminde olan bir konudur. Ancak enformel işgücü piyasasının uzun süre gelişmekte olan ekonomilere özgü ve geçici olduğu düşünülmüştür. Enformel sektör, 11 2 formel istihdamdan dışlanan işgücü fazlasının yasa ile düzenlenmemiş, geçimlik dönüşümünü Cumhuriyet öncesi, Cumhuriyet dönemi ve günümüz küresel ekonomik faaliyetleri olarak görülmüştür (Heintz ve Pollin, 2003). 1970’li yıllarda ekonomi etkisi altında değerlendirmektedir. Kapitalizm öncesi Osmanlı toplumunda geliştirilen yaklaşımlarda formel sektörün gelişmesine bağlı, ikincil ve geçici olarak ev kölelerinden, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde hizmetçi olarak kullanılan tanımlanan enformel işgücü piyasasının formel işgücü piyasası tarafından içerileceği evlatlıklardan, kapitalizmin yaygınlaşmasıyla gündelikçilerden ve ileri kapitalizm ve dönüştürüleceği varsayılmıştı. Ancak 1980’li yıllarda küresel ekonomide meydana koşullarında yabancı uyruklu bakıcı ve hizmetçilerden söz ederek ev emeğindeki gelen gelişmeler enformel sektör kavramına ilişkin kuşkuları güçlendirmiştir. tarihsel dönüşüm özetlenmiştir. Bu süreçte; konut biçimleri, ev gereçleri gibi maddi Dönüştürülmesi beklenen enformel sektör hızla genişlemiş, enformel istihdam yaşamın dayattığı teknolojik ilerlemelerin yanısıra, aile ilişkilerinin yeniden ve laik bir biçimleri gelişmiş ülkelerde geleneksel sektörlerde formel istihdamın yerini almaya anlayışla düzenlendiği yasal değişikliklerin yapıldığı görülmektedir. Bir yüzyıl içinde başlamıştır (Erdut, 2005:12-13). Enformelleşmenin belirli bir endüstri veya ekonomik ev hizmetlerinde köle kullanımından kaçak olarak çalışan göçmen kadın işçilere faaliyet grubu olarak tek bir sektörle sınırlandırılamayacağı anlaşıldığından, iki kesimli geçiş, büyük ölçüde siyasal yapıda ve üretim biçiminde gözlenen dönüşümler ekonomi yaklaşımı etkisini yitirmiştir. Tartışmalar gelişmiş kapitalist ekonomilerde sonucudur. Ancak bütün bu değişim süreci içinde ev emeğinde toplumsal cinsiyete meydana gelen değişimleri de kapsayacak biçimde genişlemiştir. göre düzenlenen işbölümünün aynı kaldığı görülmektedir (Özbay, 2012:116-17). 2 Türkiye’de piyasa ekonomisinin büyüme ve kalkınma süreçleri, bir seri makroekonomik dinamik, kısıt ve tarihsel konjonktüre bağlı olarak, ataerkil aile modelinde evde tek gelir getirenin erkek olması olgusunu aşındırabilecek güç, ivme ve istikrarda talep koşullarını oluşturamamıştır. Kadın emeğine zayıf talep koşulları altında kadınların Bakım İşleri, Bakım Sektörü, ezici çoğunluğu emek piyasasından dışlanmış, iş ve aile yaşamını uzlaştırmaya yönelik yasal ve kurumsal mekanizmalara talep önkoşulları oluşamamış, bakım rejimi Ev Emeği ve Kadınlar tam zamanlı ev kadını, emek piyasası ise uzun saatler çalışan (ancak evdeki iş yükünü paylaşmama konusunda dirençli) erkek temelli olarak kurumsallaşmıştır (İlkkaracan, 2012). Bakım rejiminin tam zamanlı olarak ev kadınlarınca üstlenilmesi “erkek para kazanır, kadın eve bakar” anlayışını sürekli yeniden üretmiştir. Öte yandan, sınırlı Bakım hizmetlerinin bilimsel çalışmalara konu oluşu, feminist hareketin etkisi ile sayıda da olsa emeğini piyasaya sunabilen kadınların olmasına bağlı olarak bakım olmuştur. Kavram, özellikle feminist yazın içerisinde, geleneksel toplumsal cinsiyetçi emeği de yavaş yavaş metalaşmakta ve ev içi alanda kayıt dışı niteliği ile oluşmaktadır roller çerçevesinde kadına özgü olması, ev içinde yapılan ücretsiz iş olarak algılanması (Erdoğdu ve Toksöz, 2013). çerçevesinde ele alınarak, sorgulanmaktadır (Saraceno, 2008). Bakım kavramı ve kavramın toplumsal cinsiyet rolleri kapsamında ele alınması ana akım sosyal bilim yaklaşımında Türkiye’de bakım emeğinin metalaşma süreci ve sektörleşme yönü ele alındığında aynı düzeyde ele alınmamıştır. Yeates (2004), bu durumu, bakımın piyasa üretiminin bakım sektöründe yer alan kadınların çoğunluğunun kayıt dışı çalışmakta oldukları dışında ve çoğunlukla ev içinde kadınlar tarafından yerine getirilen bir faaliyet olması görülmektedir (Erdoğdu ve Toksöz, 2013). Kayıt dışı çalışma ise geniş ölçüde geleneksel, ile açıklamaktadır. Bakım kavramını ele alan çalışmalarda, kavramın, bakım veren ile mesleksel ve ailesel bağlara ya da ana baba ve komşuluk ilişkilerine dayanmaktadır. alan arasındaki ilişkisel boyutuna ağırlık verilmesi eleştirilmekte; kavramın bu şekilde ele Enformel istihdam yaygınlaştıkça, formel ekonomide istihdam olanakları daralmakta, alınışının, onun içerisinde yer aldığı ekonomik ve politik rasyonelin göz ardı edilmesine çalışma koşulları bozulmakta ve sosyal koruma zayıflamaktadır (Erdut, 2007:82). “Bakım neden olduğu belirtilmektedir (Daly ve Lewis, 2000). Nitekim bakıma atfedilen duygusal emeğinin” bir sektöre dönüşebilmesi ve burada yaratılan istihdam biçimleri içinde boyut, olgunun metalaşmasına engel olmakta; bu noktada sosyo-kültürel normlar kadınların en çok kayıt dışı istihdam biçiminde yer alışları önemlidir. içerisinde bakımın kadınlar tarafından yerine getirilmesi bir anlamda meşrulaşmaktadır (Gökbayrak, 2009). Ayrıca kadınlar tarafından yerine getirilen bu hizmet emeğin yeniden Kadın istihdamını arttırmak için ilk akla gelen bakım sektörü olmaktadır. Bakım üretimindeki önemli bir maliyeti hiçbir ödeme olmadan hanedeki kadına yükleyerek sektörü/mor ekonomi/mor işler ise kadın istihdamını arttırma amacına ulaşmada sisteme büyük katkı sağlamaktadır. kullanılabilecek bir alan olarak tartışılmaktadır (İlkkaracan, 1998: 62-68). Ancak, kadın istihdamının arttırılmasında ‘insan onuruna yakışır istihdamın esas amaç Özbay, Türkiye’de ev emeğinin dönüşümünü irdelediği çalışmasında bu dönüşümü olarak belirlenmesi, kadın-erkek eşitliği ve çalışma-ev yaşamı arasındaki uzlaşmanın Ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısından sonra başlatmaktadır. Ev emeğinin sağlanmasının gerekliliği de tartışılmaktadır (Kümbetoğlu, 2011). İstihdama katılımın 13 3 araçsallaştırılmadan, kadın-erkek eşitliğini gözeterek, dikey ve yatay olarak farklılıklara ve tabakalaşmaya neden olmayacak şekilde, annelik ve çocuk bakımına yönelik Talep boyutu ile bakıldığında çeşitli sosyal ve kültürel, kurumsal ve yapısal nedenler politikalara erkekleri de dahil ederek cinsiyet ayrımcılığından kaçınılması şartları ile yaşlıya, hastaya, engelliye ve çocuklara “evde bakım” hane halkları tarafından daha ile sürdürülebilir, eşitlikçi bir büyüme modeli sunma kapasitesine sahip olmasının çok tercih edildiğinden, bakım sektörüne giren kadınların en çok istihdam edildikleri gerektiği vurgulanmaktadır. yer ev olmaktadır. Bakım işinin üretim ilişkileri içinden ve kayıt-dışı sektör çerçevesinde var olmasına ait çalışmalar ise çok kısıtlıdır. Bu tür işleri kabul eden kadın çoğunlukla Son yıllarda kadınların eğitime katılımların artması ve eğitimde kaldıkları sürenin kayıt sistemi dışında kalmakta ve işle ilgili haklarını arayamamaktadır. Dolayısıyla bu uzamasına bağlı olarak bakım emeğinde istihdam oranlarının artmaya başladığını tür çalışma yaşamında olan kadınlar çalışma istatistiklerine de yansımamaktadırlar da görmek mümkündür. Bakım rejimini2 anlayabilmek için sosyal devletin toplumsal (Erdoğdu ve Toksöz, 2013). cinsiyete ve kadınların ihtiyaçlarına ne kadar duyarlı olduğu konusuna bakılmasını 3 gerekli kılmaktadır. Refah programları içerisinde en fazla paya sahip olan bakım hizmetleridir. Doğumdan beklenen yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak nüfusun yaşlanması ile uzun dönemli yaşlı bakım hizmetlerine olan gereksinim önemli ölçüde artmaktadır (Kalaycıoğlu vd., 2003). Böylece; bu hizmetlerin kamu bütçeleri üzerinde yarattığı maliyet baskısının azaltılmasına yönelik çalışmalar da artmaktadır. Bu nedenle, uzun dönemli bakım hizmetleri refah devletinde yaşanan dönüşümün en önemli ayaklarından birini oluşturmaktadır. Yine çocuk bakım hizmetleri, kadınların Bakım emeği işgücü piyasasına katılımının arttırılması anlamında önem taşımaktadır. Kadınların talep boyutu işgücü piyasalarına katılımını destekleyici bakım hizmetleri, kadınların işgücü piyasasında aktif hale gelmesi açısından önem taşırken; aynı zamanda söz konusu bakım hizmetleri geleneksel cinsiyetçi işbölümü çerçevesinde, kadınlar için öncelikli bir istihdam alanı oluşturmaktadır (Dedeoğlu, 2009:58). Bakım işlerine olan talebi ve talebin niteliğini anlamak önemlidir. Bu çalışmanın önemli sorularından birisi bakım işlerinin ve bu işleri yapanların iş ve işçiliği üretip Bakım işleri kadınların istihdama katılımını engelleyici bir faktör olmasının yanında, üretemeyeceği ve bu kapsamda bakım işlerine ilişkin bir sektör potansiyelinden kadınların istihdamdan çekilmesinin da başlıca nedenini oluşturmaktadır. Doğum, bahsedilip edilemeyeceğini araştırmaktır. Bakım işlerini bütünlüklü anlamak istemesi çocuk bakımı, evde bakıma muhtaç yaşlı ya da hastanın bulunması kadınların işten bu işleri arz eden emek gücü kadar bu emeği satın alan talep boyutunun da ayrılmasının temel nedenleridir. Bir araştırma Türkiye’de evlilik ve doğumun, kadın anlaşılmasının önemli olduğundan hareket edilmektedir. Bakım emeğine olan talebi işçilerin işten ayrılma nedenlerinin % 70’ini, işverenin işten çıkarma nedenlerinin anlayabilmek için bu emek kendi içinde çocuk, yaşlı, hasta, engelli bakımı olarak de % 20’sini oluşturduğunu ortaya koymaktadır (Karakoyun, 2007: 37). Bu sonucun ayrıştırılabilir. en önemli nedenlerinden birisi Türkiye’deki bakım kurumlarının yetersiz olmasıdır. Bu durum kadınların bakım yükünü ağırlaştırarak onları istihdam dışında tutan Öncelikle çocuk bakımı açısından konu ele alındığında Türkiye nüfusunun % 30’unu etkenlerden birisi haline gelmektedir. Kamu ve özel işyerlerinde3 bebek ve çocuk çocukların oluşturmakta olduğu görülmektedir. Erken çocukluk bakım ve eğitim bakım kurumlarının çok sınırlı olması da kadınların istihdamını engelleyici rol hizmetlerinin ulaşılabilir bir temelde sunulması, yalnızca toplumsal cinsiyet eşitliği oynamaktadır. açısından büyük önem arz etmekle kalmamakta; ayrıca, eğitimde çocuklar arası eşitsizliği, bu eşitsizliğin nesiller arası devam ihtimalini de azaltmaktadır. Ayrıca “çifte 2- “Bakım rejimi”, hanehalkı ve hane bakımına ilişkin işbölümünün devlet-piyasa-aile arasında paylaşımına dayalı yasal, kazananlı” haneleri teşvik ederek yoksulluğu azaltırken (İlkkaracan, 2010) yaşam boyu kurumsal ve sosyal mekanizmalar bütününden oluşan sistemi ifade etmektedir (İlkkaracan, 2010:9). Devlet-piyasa-aile öğrenmeye temel teşkil etmekte, ülke açısından doğurganlık oranlarını arttırmakta arasındaki bileşime bağlı refah devlet tipolojileri yapmak mümkündür: “liberal-piyasa temelli”, “muhafazakâr devlet des- tekli aile temelli” ve “sosyal demokrat-kamusal hizmet temelli” şeklinde tipolojiler yapılmaktadır(Razavi, 2007). ve genel olarak toplumların daha iyi bir ekonomik ve sosyal gelişme düzeyine 3- 16 Ağustos 2013’de yürürlüğe giren yönetmelik uyarınca 150 ve daha fazla kadın çalışanı olan işyerlerinin çocuk ulaşmalarını sağlamaktadır (OECD, 2012). Kurumsal hizmetler erken çocukluk bakım yurdu kurması zorunluluğu getirilmiştir. SGK istatistiklerine göre Türkiye’deki 1 milyon 593 bin işyerinin 1 bakımı ve eğitimi meselesinin yalnızca bir boyutunu oluşturmaktadır. Bu konudaki milyon 579 bin’inde çalışan sayısı 100’ün altındadır. Yani bu düzenleme ile işyerlerinin yalnızca yüzde 1’inden daha azı çocuk bakım yurdu açma zorunluluğu kapsamına girebilirdir. Bu rakam 150 kadın çalışan olarak belirlendiği için alternatiflerin çeşitliliği de büyük önem taşımaktadır. Çocuklarına evde bakmak çok daha düşük bir kapsamdan bahsetmek gerekmektedir. isteyen ebeveynler için doğrudan nakit transferi ya da vergi indirimleri gibi yollarla 15 destek sağlamanın yanı sıra, sorumluluğun anne ve baba arasında eşit paylaşımını ve hane halkının tek başına veya diğer destek unsurlarına (komşu, akraba) rağmen teşvik edecek düzenlemelerin de yapılması gerekmektedir. Bu hali ile Türkiye, hem yetersiz kaldığı durumlarda mümkün olabilmektedir. Yakın aile ilişkileri vurgusu ile çocuk sahibi olmanın sürekli teşvik edildiği, hem kurumsal hizmetlerin yetersiz esas sorumlu yapı aile olarak görülmeye devam etmektedir. olduğu, hem de ailelerin çok sınırlı bir şekilde desteklendiği nadir ülkelerden biri durumundadır (ERG ve AÇEV, 2013). Okul öncesi eğitimin yetersizliğinin yanı sıra var Bakım işlerinin piyasalaşması ile kadın çalışma oranları arasında ilişki vardır. Kadınların olan hizmetlerin saatleri ile çalışma saatleri arasındaki uyuşmazlık da ailelerin büyük iş piyasası dışında kalmaları kadının “eve baktığı, erkeğin parayı kazandığı” cinsiyetçi çoğunluğunun sıkıntı yaşamasına neden olmaktadır. işbölümünü yeniden üretmektedir. Buna ilişkin öngörülere baktığımızda önümüzdeki 10 yıl içinde bu konudaki mevcut politikaların ve cinsiyetçi işbölümünün değişmesi Ecevit (2012), Türkiye’de bakım hizmetlerinin kurumsallaşamamasının ideolojik bir için çok sınırlı bir umut sunmakta olduğu görülebilir. 10. Kalkınma Planı’nda 2023 nedeni olduğunu belirtmektedir. Mevcut hali ile sosyal hizmetler, toplumdaki cinsiyet yılında kadın istihdamının % 38’e çıkarılması hedeflenmektedir. Bu amaç, 2013 eşitsizliğini yeniden üretir bir nitelik taşımaktadır. Çünkü Türkiye’de bakım hizmeti OECD ortalamasının bile gerisinde kalırken Avrupa İstihdam Stratejisi kapsamında bugüne kadar bir “aile-özel alan” hizmeti olarak kurgulanmıştır ve ailenin bakım Avrupa Birliği’nde (AB) kadın ve erkek istihdamının 2020 yılına kadar % 75 oranında konusunda dışarıdan destek alması söz konusu olduğunda, ücretli bakım yine bir eşitlenmesi hedefinin ise yanına dahi yaklaşamamaktadır (KEİG, 2014). “kadın ağı” tarafından sunulmaktadır. Bu durum Türkiye’de çocuk bakım hizmetinde kommodifikasyonunun/metalaşmanın çok düşük olduğunu göstermektedir (Atasü- Bakım hizmetlerinin enformel sektör içinde gelişmesi ile yabancı işgücünün sektörde Topçuoğlu, 2010). yer alıyor olması arasında da ilişki olduğu görülmektedir. 21. yüzyılı “göç” çağı olarak isimlendirmek mümkün gözükmektedir. Göçü karakterize eden küreselleşme, Çocuk bakım hizmetlerinde görülen düşük metalaşmanın yanısıra yaşlı bakımında da hızlanma, farklılaşma, politikleşme ve göçün kadınsılaşması ise bu çağı karakterize kültürel etmenlerin etkili olduğu ve kurumsal bakım hizmetlerine yönelme de düşük eden beş olgu olarak sıralanmaktadır. Bu göç çağında kadınlar tüm bölgelerde ve bir talep görülmektedir. Devlet tarafından sağlanan ve özel huzurevi hizmetlerine tüm göç biçimlerinde değilse bile çoğunda önemli rol oynamaktadır. Bu önemli rol bakıldığında toplam kapasitenin bir hayli altında bir doluluk oranı göze çarpmaktadır. ile birlikte son yıllarda uluslararası göç literatüründe yoğun bir şekilde kullanılmaya Yaşlı bakım hizmeti sunan kurumların toplam kapasite 24.194 iken hizmet alan yaşlı başlanan “bakım göçü” kavramı refah seviyesi yüksek ülkelerin, nispeten fakir birey sayısı 19.596’dır (KEİG, 2014). Hem toplumda var olan genel geçer algı hem ülkelerden “bakım ve sevgi ithali” anlamına da gelmektedir (Akalın, 2014). Öte yandan de bununla paralel olarak aile yanında bakımın teşvik edilmesi, insanların kurum küreselleşme olgusuyla birlikte giderek artan göç hareketleri, genişleyen talep için bakımını tercih etmemesinde etkin rol oynamaktadır. Ayrıca, var olan hizmetlere dair arz yaratırken; bakım ve ev içi hizmetlerde çalışan göçmen kadınlar “küreselleşmenin bilgi eksikliği ve başvuru prosedürünün karmaşıklığı da yan sebepler olarak ifade hizmetçileri” haline getirmektedir (Erdem ve Şahin, 2008:58). edilmelidir (Kalaycıoğlu vd., 2003). Doksanlı yılların başında dağılan SSCB, bölgede etkileri uzun yıllar süren sosyal, politik ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2013-2017 Stratejik Planı’nda yaşlılara yönelik ekonomik çözülmelere yol açmıştır. Yeni kurulan ulus devletler içinde işlerini kaybeden olarak evde bakım hizmetinin destekleneceği belirtilmektedir. Planda “Yakın aile ya da mevcut işler ile geçimini sağlayamayan kişiler geçimlerini devam ettirecek gelirler ilişkilerinin vurgulandığı diğer kültürlerde olduğu gibi ülkemizde de yaşlılara sağlayabilmek amacı ile dünyanın pek çok ülkesine göç etmişlerdir. Bu göç süreciyle bakmak ailelerin yükümlülüğünde görülmektedir. Bununla birlikte, kentleşme ve Sovyet sisteminin eğitim düzeyleri yüksek bireyleri, küresel kapitalizmin zincirine daha endüstrileşmeye bağlı olarak ülkemizde hızlı bir sosyal değişim süreci yaşanmaktadır. erken dönemde entegre olmuş ülkelerin işgücü açığını karşılamak için özellikle yerli Bu değişimin gereği olarak özellikle büyük kentlerimizde, yaşlıların aile içinde işgücü tarafından yerine getirilemeyen ikincil sektöre ilişkin işlere yerleşmeye başlamıştır. bakımlarının güç olduğu durumlarda gündüzlü yaşlı hizmet merkezlerinin, yaşlı evde Göç alan ülkelerin göçmen emeğine ilişkin talepleri çoğunlukla kayıt-dışı ekonominin destek merkezlerinin, acil çağrı merkezlerinin, yaşlı kreşlerinin ve küçük kapasiteli ev ucuz ve güvencesiz işleri olmuştur. Son 30 yıldır göç veren ülke konumuna göç alan ülke tipi huzurevi modellerinin yaygınlaştırılması gerekmektedir” (s.41-42) denilmektedir. sıfatını da ekleyen Türkiye, farklı ülkelerden farklı nedenlerle göç almaktadır. Türkiye’de Bu hizmet, yaşlı bireylere evde yaşamlarını devam ettirebilmeleri için yaşam kalma süreleri yasal konumlarına ve Türkiye’deki iş ve etkileşim süreçlerine göre farklılık ortamlarının iyileştirilmesi, günlük yaşam faaliyetlerine yardımcı olunması amacıyla gösteren bu göçmenlerin geldiği bölgelerden birisi de eski Sovyetler Bloğu ’dur. Bir sunulmaktadır. Hem gündüzlü bakım hizmeti hem de evde bakım hizmeti sunan bu yandan Türkiye’de kolay iş bulabilmeleri diğer yandan da geride kalan aile üyelerinin merkezlerin toplam sayısı 497’dir ve yalnızca 5 ilde bulunmaktadır (KEİG, 2014:30). göçmen kadının emeğine muhtaç oluşları birleşerek göçün kadınsılaşmasına yol Üstelik bu hizmetten yararlanmak ancak yaşlının herhangi bir özrü bulunmadığı açmaktadır (Akalın, 2014). 17 4 Tüm bu nedenlerle ilişkili olarak Türkiye deneyiminde bakımın enformel sektör içinde Ön kabullerden hareketle şu hipotezler belirlenmiştir: kalarak piyasalaşmasının üç ana sonucu vardır: • Yabancı ve yerli kadın emeğinin istihdam koşulları arasındaki farklılıklar talepteki farklılıklara dayalıdır. a) Geleneksel cinsiyetçi işbölümü algısını değiştirmemiştir ve toplumsal cinsiyet • Yabancı kadınların evde ve gece kalabilmesi onları yaşlı ve çocuk bakımında eşitsizliğini ideolojik anlamda dönüştürmekten uzaktır. daha çok tercih edilebilir duruma getirmektedir. b) Enformel sektör içinde hizmetin metalaşması olgunlaşmamış, bakımın bir hizmet • Kadınlar işlerini kendileri ve tanıdıklar yolu ile bulmayı ve enformel ilişkiler içinde olarak kalitesinin unsurları ve standartları belirlenememiştir. kalmayı tercih etmektedirler. Dolayısıyla kayıt dışı istihdamın ön şartları sürekli c) Toplumdaki ihtiyaç bir şekilde (enformel olarak) karşılandığı için bakım yeniden üretilmektedir. Aracı firmaların oluşması ve İŞKUR denetimi bakım hizmetlerinin hak olarak algılanması yayılmamış ve bu konuda toplumsal politik emeğinin kurumsallaşması ve profesyonelleşmesini sağlayamamakta ve bu işin talepler gecikmiş ve yaygınlaşamamıştır (Atasu-Topçuoğlu, 2010:285). enformel niteliğini ortadan kaldıramamaktadır. Araştırma, belirlemiş olduğu hipotezlerini test edebilmek için nicel ve nitel yöntemi birlikte kullanmıştır. Konunun çok bilinmeyenli olması ve hem talep hem de arz 4 boyutlarından bakılması nedeniyle her iki yönteme de gereksinim olacaktır. Niteliksel Aşama: arz ve talep boyutu Niteliksel araştırma bireyler, süreçler ve olgular hakkında; deneyimlerin, davranışların, Araştırmanın faaliyetlerin tanımlandığı; niyetlerin, isteklerin, değerlerin, fikirlerin içinde yer aldığı; duyguların, hislerin yansıtılabildiği; bilgilerin, inançların, kanaatlerin ayrıntılı bir metodu şekilde aktarılabildiği araştırma yöntemidir. Bireyin içinde yer aldığı koşullara, sosyal olguların bağlamsal özelliklerine, tarihsel, sosyal, mekânsal varoluşlara ve simgesel anlam dünyasına duyarlı, esnek bir yöntem anlayışı ve doğrudan alıntılarla oluşturulan nitel veriler araştırmacının kendi sözcüklerinden çok, araştırılanın ifadesindeki asıl Bakım Sektöründe Kayıt-dışı Kadın Emeğini Farklı Aktörleri ve Boyutları ile irdelemek anlamı kavrayabilme olanağı sunmaktadır (Kümbetoğlu, 2005). Bu olanaklardan isteyen bu araştırma, niceliksel ve niteliksel yöntemi birlikte kullanmıştır. Araştırma yararlanabilmek amacıyla arz boyutunu anlayabilmek için niteliksel yöntem ve çok boyutlu analiz yapabilmek için bakım işlerinde arz ve talep boyutunu ayırarak yöntemin tekniklerinden olan derinlemesine görüşme kullanılmıştır. ele almıştır. Arz boyutu bakım sektöründe kayıt-dışı çalışmakta olan yerli ve yabancı işgücü olarak iki düzeyde ele alınmıştır. Talep boyutu ise aracı firmalar ve talep satın Bakım sektörüne emek arz eden kadın grubu kendi içinde iki farklı kategoriye alan/potansiyel tüketiciler olarak iki düzeyde belirlenmiştir. ayrılarak değerlendirilmiştir. Bu kapsamda sektöre emek arz eden yabancı kadın işgücü ve yerli işgücü farklı dinamikleri görebilmek için ayrılarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın ön kabulleri vardır. Buna göre: Araştırma kapsamında 20 yabancı ve 60 yerli işgücü olmak üzere toplam 80 kadın ile • Bakım emeği çok boyutlu bakılması gereken bir konudur. Bakım emeğinde derinlemesine görüşme gerçekleştirilmiştir. çocuk, yaşlı, hasta ve engelli için farklar bulunmaktadır. • Bakım emeği arz-talep dengesi içinde araştırılmalıdır. Nitel görüşmeler 2014 yılının Mayıs-Ekim ayları arasında Ankara’da gerçekleştirilmiştir. • Bakım emeğinde firmaların önemi ve etkisi araştırılmalıdır. Ankara ilinin seçilmesinin en önemli nedenleri yüksek eğitimli kadın çalışan sayısının • Bakım emeği piyasasında yerli ve yabancı göçmen kadın emeğinin ayrı ayrı görece yüksek olması ve kamu görevinde çalışan hanehalkı üyelerinin sayısının araştırılması gereklidir. yüksekliğidir. Buradan hareketle, bakım emeğine olan talebin bu ilde yüksek olacağı • Bakım emeğinin arz ve talep dengesi içinde bakılması bakım emeği piyasasında varsayılmıştır. Öte yandan, dikkat çekilmesi gereken bir nokta nitel araştırmanın kadın istihdamının arttırılması için olasılıkları ortaya çıkaracaktır. bulgularının sadece Ankara ilinde ve görüşülen 80 kişiyi temsil ettiği ve bu nedenle • Bakım emeği piyasasında kadın istihdamının arttırılması için olasılıkları araştırırken nitel araştırmadan genellemelere gitmemeye özen gösterildiğinin saptanmasıdır. bir yandan da piyasanın güvenceli bir iş biçimi olarak tasarlanmasına ve bu Araştırmada bir sınırlılık gibi görülse de nitel çalışma derinlemesine bilgi elde etmeye konudaki politikaların oluşturulmasına katkı yapacaktır. olanak sağladığı için önemlidir. 19 5 Kartopu örneklemi yoluyla, görüşülen kişilerden bazıları kaynak kişi haline getirilmiş ve böylece yeni görüşülecek kişilere ulaşılmıştır. Görüşülen kişilerin çocuk, yaşlı, hasta ve engelli bakımı gibi farklı konularda çalışıyor olmalarına ve çeşitliliğin yansıtılmasına 5 azami derecede dikkat edilmiştir. Ayrıca çalışan kişilerin bir ücret karşılığı evde bakım hizmeti veren ve akrabadan olmayan kişi olmasına dikkat edilmiştir. Çalışmanın Bakı doyum noktasının belirlenmesinde sahadan edinilen bilgilerde tekrarların artması etkili olmuştur. Görüşmelerin kadınların çalıştıkları işyerlerinde yapılmış olması, aynı zamanda gözlem yapılmasına da olanak sağlamıştır. Tüm görüşmeler kadınların Aracı Firma Görüşmeleri: onayı alınarak kayıt edilmiş ve daha sonra görüşmeleri yapan görüşmeciler tarafından Sektörde yer alan firma görüşmesi yapabilmek için öncelikle Çalışma Bakanlığı’na deşifreleri yapılmıştır. kayıtlı ve yetkilendirilmiş firmalara Bakanlığın aracılığı ile ulaşılmak istenmiştir. Ancak Çalışma Bakanlığı’nın elinde güncel, sektöre özel firma bilgisi olmadığı öğrenilmiştir. Çalışan kadınlara ulaşmak, randevu almak, iş zamanları içinde onları görüşmeye ikna Daha sonrasında internet üzerinden araştırma yapılmış, ev ve bakım hizmetleri etmek zorluklar içermiş ve zaman almıştır. Kadınlara ulaşabilmek için işverenlerin istihdamında faaliyet gösteren firmalar taranarak listelenmiştir. Bu tarama sonucu izni alınmıştır. İşveren izinlerinin olması kadınlarla görüşme yapılmasını kolaylaştırıcı 20 firma tespit edilmiş ancak toplamda 12 firma ile görüşme gerçekleştirilmiştir. Bu olmuştur. İşyerinde görüşmenin evde bakım işinin niteliği nedeniyle mümkün firmalar İŞKUR’a bağlı Özel İstihdam Bürolarının denetiminde olup sektörde kayıtlı olmadığı veya işverenden izin alınamadığı durumlarda bazı kadınlarla da iş dışındaki firmalardır. Buna rağmen firmaların iletişim adreslerinin her zaman doğru olmadığı zamanlar için randevu alınmış ve görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yabancı kadınlarla görülmüş ve bu firmalara ulaşılamamıştır. Bazı firmalar görüşmeyi ret etmiş, bazıları yapılan görüşmelerde dil bariyeri bazen istenilen düzeyde ayrıntılı görüşme da sürekli olarak randevuyu ertelemiştir. Buradan hareketle kayıtlı olan firmaların bile yapılmasına engel teşkil etmiştir. bakım sektörü söz konusu olduğunda yaptıkları işler hakkında konuşmaya ve bilgi paylaşmaya hazırlıklı olmadıklarısöylenebilir. Nitel görüşmelerin gerçekleştirildiği Nitel görüşmeler tematik analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Proje ekibi bazı görüşmelerden anlaşıldığı kadarıyla kayıt dışı firmaların da sektörde aktif olduğu, tüm görüşmeleri okuduktan sonra öne çıkan temalar belirlenmiş, temalar farklılık ve hatta belki de aktiflik payının kayıtlı olanlardan daha yüksek olduğu gerçeğidir. benzerliklerine göre gruplandırılmıştır. Ortaya çıkan temalar görüşme formundaki Ancak kayıt dışı firmaların iletişim adresleri veya belli bir ofisleri ve sorumlu kişi profili soru kümeleri ve araştırmanın hipotezleri ile karşılaştırılarak oluşturulmuştur. Buna olamadığından bu tür firmalar ile görüşmek olanaksız olmuştur. göre nitel görüşmelerin değerlendirilmesi şu ana kategorilerde ele alınmıştır: Esas olarak araştırmanın konusu evde bakımın kadınlar için potansiyel bir sektör 1. Evde bakım sektöründe yer alan yerli ve yabancı kadınların sosyo-demografik oluşturup oluşturmadığı sorgusu olduğundan, görüşülen 12 kayıtlı firma ile yapılan özellikleri, görüşmeler sektörde faaliyet göstermekte olan firmaların nasıl işlediği, sektörün 2. Evde bakım sektöründe çalışmaya başlama nedenleri, genel yapısı, temel güçlükleri ile bu sektörün gelişebilmesi için neler yapılması 3. Çalışmaya karar verme ve iş bulma yolları, gerektiği konularında ayrıntılı bilgi edinilmesine olanak sağlamıştır. 4. Çalışma koşulları, 5. Çalışma ilişkileri ve memnuniyetleri, Nicel Aşama 6. Sektör içi farklılaşma, çocuk, yaşlı, hasta ve engelli bakımına ilişkin farklılıklar ve Araştırmada nicel araştırma evde bakım emeğine olan talep boyutunu anlayabilmek tercihler, amacıyla yürütülmüştür. 7. Ücretli çalışan olmanın kazanımları, 8. Ücretli çalışan kadın olarak çalışan haklarına ilişkin bilinç düzeyi, Evde Bakım Emeği Talebi ve Talebin Nitelikleri: Ankara ilinde evde bakım 9. Evde bakım sektörünün geleceği hakkındaki düşünceleri. emeğine olan talebi ve talebin niteliklerini anlayabilmek amacı ile anket çalışması gerçekleştirilmiştir. Ankara ili kent merkezinde, evde bakım emeği talebinin görece -en yoğun olduğu araştırmacıların daha önceki araştırmaları ile bilinen üç ilçeden (Çankaya,Yenimahalle, Keçiören) temsili bir örneklemle “Evde Bakım Emeği Talebi ve Talebin Nitelikleri” konulu anket uygulanmıştır. Anket ile evde bakım sektörüne konu olan çocuk, yaşlı, engelli ve kronik bir rahatsızlığı olan kişilerin bakımına yönelik talep 21 6 ile bu talebin nitelikleri araştırılmıştır. Soru kâğıdı tasarımı ve ön deneme 6 Soru kâğıdı hazırlık çalışmaları, niteliksel çalışmaya dayalı bulguların dikkate alınması, talebi etkileyici olabilecek soruların belirlenmesi, soruların teknik açıdan ne şekilde sorulacağının belirlenmesi, veri girişi açısından değerlendirilerek en uygun yanıtı alma Anket Çalışmasının yöntemlerinin belirlenmesi şeklinde yürütülmüştür. Araştırma ekibi tarafından son Bulguları ve Tartışma: hali verilen taslak soru kâğıdı saha uygulaması başlamadan önceden pilot yapılarak denenmiştir. Ön denemede, kullanılan kelime ve kavramların cevaplayıcılar açısından anlaşılır olup olmadığı, cevap kategorilerinin uygunluğu ve yeterliliği test edilmiştir. Ön deneme sonrası gerekli düzeltme, ekleme ve değişiklikler yapılarak, Ocak 2015 Yerli İşgücü: tarihinde soru kâğıtlarına son şekli verilmiş ve 1000 adet çoğaltılmıştır. Daha sonra Görüşülen yerli kadınların yaş aralıkları 39 ve 55 arasında değişmektedir. Bu verilere saha uygulamasında gerçekleşen görüşme sayısı 943 dür. Evde bulunamama, cevap göre yerli kadınların evde bakım sektörüne orta ve daha ileri yaşlarda girdikleri vermeme, görüşmeye katılmak istememe gibi nedenlerle temsili olarak seçilen düşünülebilir. Genelde bu iş genç kadınların kendilerine “uygun” gördükleri bir iş örneklemden bazı eksikler olmuştur. türü değildir. Çeşitli kurumların verdikleri yaşlı ve çocuk bakımı eğitimlerinin kadınlar tarafından işe dönüşmemesi bu yüzden olabilir. Soru formu aşağıda sıralanan ana başlıklara ilişkin Ankara’da temsili seçilen hanelerden bilgi toplamayı sağlayıcı nitelikte hazırlanmıştır: Görüşülen kadınların çoğunluğu Türkiye’de kadın eğitimindeki mevcut durumu • Sosyo-demografik bilgileri yansıtacak şekilde ilkokul mezunudur. Evde bakım sektörü, tam da eğitim alamayan • Hanenin ekonomik bilgileri ve becerisi olamayan kadınların kolaylıkla girip çıkabileceği işi tanımlar niteliktedir. • Evde bakım emeğine gereksinim düzeyi Kadınların çoğu evli ve çocukludur. Orta yaş düzeyinde ve çocukların biraz da • Evde bakım emeğine ilişkin beklentileri büyümüş olması ve hanenin eğitim başta olmak üzere maddi gereksinimlerinin • Yerli ve yabancı işgücü hakkındaki değerlendirmeleri arttığı bir aşamada kadınların evde bakım sektörüne girdiği düşünülebilir. Ancak nitel • Evde bakım, kurum bakımı ve özel bakım hakkındaki görüşleri örneklemde dul ve boşanmış kadınların da önemli sayıda bulunması evde bakım işinde medeni statünün önemli olduğu ve evli olmayan kadınların bu sektörde Evren ve Örneklem: Evde Bakım Hizmetleri Araştırması’nın örneklem seçiminde çalışmaya daha çok ihtiyaçları olduğunu söylenebilir. Öte yandan, ev sahipliği ağırlıklı, çok aşamalı, tabakalı küme örneklemesi yaklaşımı benimsenmiştir. Bu yöntem, bilgilerine göre bu kadınların toplumun en yoksulu olmadıkları, belli oranda bir birçok hanehalkı araştırmalarında, özellikle Türkiye Nüfus Sağlık Araştırmalarında da mülkiyet ve statüye sahip olarak bu işe girebildikleri ve özellikle evli olanların hane kullanılan güvenirliliği üzerinde şüphe gerektirmeyen bir yaklaşımdır. Örneklem gelirine ‘ek gelir’ olarak bu işi yaptıkları görülmektedir. tasarımı, ilçe bazında tahmin vermeyi mümkün kılmaktadır. Örneklem çerçevesi olarak, Ankara ilinin Yenimahalle, Çankaya ve Keçiören ilçelerinin adres veri Kadınların bakım sektörüne girmeden önce çalışma deneyimleri düşüktür. Genel tabanlarında yer alan bilgiler bilgisayar ortamında sağlanmıştır. Adres listesinden olarak ev işleri çalışmaya başlanan işler olmaktadır. Kadınların düşük eğitimleri ve elde edilen veriler derlenerek, her ilçede birbirine yakın 6 mahalle bir araya getirilerek çalışma deneyimlerine rağmen istenilen her yaşta sektöre dahil olunabilir olmasının Çankaya, Keçiören ve Yenimahalle ilçelerinde toplam 56 tabaka oluşturulmuştur. önemli olduğu görülmüştür. Evde bakım işlerinde çalışan olabilmek için evli ve Oluşturulan tabakaların her birinden 3 sokak basit rastgele örnekleme yöntemiyle çocuklu kadın olmanın önemli olduğu özellikle çocuk bakımı için bir “deneyim” seçilmiştir. Diğer aşamada ise, seçilen her bir sokaktan, 6 hane sistematik örnekleme göstergesi olduğu görülmektedir. yöntemiyle seçilmiştir. Bakım işleri çocuk, hasta, yaşlı bakımına göre farklılaşmakta ve farklılaşmaya bağlı hiyerarşik bir yapı oluşmaktadır. Bu hiyerarşik yapı içinde en üstte duranın çocuk bakıcılığı olduğu görülmektedir. Çocuk bakıcılığının ücreti, saygınlığı ve işten elde edilen doyum yüksek iken aynı/benzer getiriler yaşlı ve hasta bakımında daha az dile getirilmektedir. Yerli işgücünün deneyimlerinin gösterdiği bir diğer boyut 23 engelli bakımına ilişkindir. 60 kadınla yapılan görüşmeler, her ne kadar tüm evreni ilişkin güçlükler pek fazla dile getirilmemektedir. Bakım işlerinde neler olup bittiğine temsil etmese de, engelli bakımının piyasalaşmasının çok yaygın olmadığı kanaatini dair yasal düzenlemeleri medyadan duymaktadırlar ancak konuya ilişkin ciddi bir oluşturmaktadır. 60 kadın arasında evde ücretli olarak engelli bakan sadece bir kadın takipleri yoktur. Bakım sektörünün ve bu alandaki işlerin geleceğine dair iyimserdirler vardır. ancak sigortalı yapılması ve bu sorumluluğun devlet kurumlarınca üstlenilmesini istemektedirler. Kadınların iş bulma yollarının çeşitli olduğu görülmekle birlikte en yaygın iş bulma yolunun enformel kanallar olduğu görülmektedir. Bir işverenle çalışmaya başlamak, Yabancı İşgücü: onun güvenini kazanmak işin sürdürülebilir olmasının temel yolu olmaktadır. Genel Yabancı kadınlarda dul ve boşanmışlık durumunun yerli kadınlardan daha fazla olarak işlerin “süreksizlik” özelliği vardır. Çocuk büyümekte, yaşlı ölmektedir. Bu olması kadınların kendilerinin ve çocuklarının geçimlerini sağlamaktan sorumlu nedenle işi sürdürülebilir kılmak işveren memnuniyeti ile ilişkili olmaktadır. Şirket olarak bu sektöre girdiklerini göstermektedir. Öte yandan, yerli işgücü ile kıyaslanırsa aracılığı ile iş bulan kadınlar da olmakla birlikte ev içi alanda çalışılacak olunması eğitim düzeyleri en aşağı lise olmak üzere çoğu üniversite mezunudur. Çoğu başta tanıdık-eş dost aracılığı ile işi bulmaya neden olmaktadır. İşverenlerin beklentisi de Gürcistan olmak üzere Orta Asya ülkelerinden ve eski Sovyet Cumhuriyetlerinden bu yönde olduğundan arz ve talep iş bulma yolunun enformel olmasına neden Türkiye’ye evde bakım işinde çalışmaya gelmiştir. Genellikle Türkiye’de kalış yılları da olmaktadır. uzundur ve 2 ila 11 yıl arasında değişmektedir. Bu bilgi kadınların burada tahmin ettiklerinden daha uzun süre kaldıklarını ve kendi memleketlerindeki hanelerinin tek Çalışma ev içi alanda gerçekleştiğinden kadınların iş, işe ilişkin haklar, çalışma süresi, gelir kazananı olarak ihtiyacın sürekli olduğunu göstermektedir. ücretler, izinler gibi konulardaki beklentileri ve buna ilişkin taleplerinin tümü işverenin koşullarına, insafına ve isteğine bağlıdır. Kadınlar genel olarak özellikle çocuk bakıcılığı Türkiye’de iş bulma kendilerinden önce gelip çalışan tanıdıklar aracılığı ile ve/veya yapan kadınlar ev içi alanda çalıştıkları için ailenin bir üyesi gibi olmak istemekte ve şirketler aracılığı ile olmaktadır. Kadınların tamamı yatılı olarak çalışmaktadır. Yatılı samimi ilişkiler geliştirmek istemektedirler. Böyle olabildiği vakit işten memnuniyet olarak çalışıyor olmaları yaşam giderlerini azaltmakta bu da işten elde edilen kazancın ve doyum artmaktadır. çok büyük bir kısmının biriktirilmesine yol açmaktadır. Ancak yatılı çalışmak zaten zor, belirsiz olan ev içi alanda yapılan bakım işlerinin daha da belirsiz olmasına yol Genel olarak ücretli çalışan kadın olmaktan memnuniyet düzeyleri yüksektir. Bakım açmaktadır. Çalışma saatleri tüm gün ve haftaya yayılmakta işi hem saat hem de görev işlerinde çalışmaya bağlı olarak çocuklarının eğitimleri, yaşamları üzerinde değişim açısından belirsiz hale getirmektedir. İşveren ile aynı evde yaşamak profesyonel iş yapabildiklerini düşünmektedirler. Ekonomik olarak bağımsız olmak, evin bütçesine ilişkisini olanaksız hale getirmektedir. Özellikle yaşlı bakımında çalışan yabancı işgücü katkı sağlamak, kendi parası ile ayakları üzerinde durmaktan memnundurlar. Bazı için iş saatleri ve görevler iyice belirsizleşmekte hatta bazen gece saatlerinde hiç kadınlar tam zamanlı ücretli çalışan kadın olduktan sonra ev içi cinsiyetçi işbölümünde uyunamamaktadır. Ancak bu koşullarda bile bakılan kişiye genel olarak “anne”, “baba” bazı değişimler yapabildiklerini belirtmişlerdir. Esas olarak ev işleri ve kendi evlerinin diye hitap ettikleri görülmekte bu da profesyonel işin ortadan kalkmakta olduğunu sürdürülebilirliğinde esas sorumlu kişi olarak kendilerini görmektedirler ancak göstermektedir. Aileden biri, ailenin yaşlı, hasta, çocuk üyesine bakan diğer bir üye kendilerinin çalışma deneyimine ve süresine bağlı olarak kocalarının “daha paylaşımcı haline gelmelerine neden olmaktadır. Ancak aileden biri haline gelmek kadınların kocalar” olmaya başladığı belirtilmektedir. Kendi evinde çocuk bakan, yarı zamanlı ekonomik tasarruflarını arttırmakta, yapılmakta olan işin güçlüğünü de azaltmaktadır. çalışan kadınların böyle çalışmalarının nedeni kendi ev içi sorumluluklarıdır. Ancak Kadınların büyük çoğunluğu işverenlerinden memnun olduklarını ve genel olarak tam zamanlı çalışan olduklarında kendi ev içlerinde kocaların katılımı artmaktadır. kendilerine iyi davranıldığını belirtmektedirler. İşin yoruculuğuna vurgu yapılmakta Ayrıca aile içi kararlara katılımlarının da artmakta olduğu gözlenmektedir. ancak kazanılan ücret dikkate alındığında memnun olduklarını belirtmektedirler. Genel olarak ev içinde kendilerine ait bir odaları vardır. Kendilerine ait oda Çalışmaya ilişkin getirdikleri en önemli güçlük sigortasız çalışan olmaktır. Çalışmaya dışında da evin diğer alanlarını özellikle mutfağı rahat kullandıkları görülmektedir. ilk başladıkları zaman çalışmanın bu kadar uzayacağını düşünmemişlerdir, bir de aynı Çalışma ilişkilerinde çeşitli problemler olduğu vakitte neden Türkiye’de olduklarını işverenle çalışma anlamında işin süreksizlik taşıyor olması da hasta bakarak, çocuk hatırlayarak bunu doğallaştırma eğilimine girmektedirler. Belirli bir yaştan sonra bakarak, yaşlı bakarak emekli olamayacaklarını düşünmelerine yol açmış ve daha en böylesi zor ve belirsiz işleri yapmak kolay değildir ancak geride kalan aileleri için baştan böyle bir talep de bulunmamışlardır. Ancak 15-20 yıldır bakım işlerinde çalışan bu zorluklara katlanmaları gerektiğini kendilerine hatırlatarak güçlüklerle baş etme fakat emekli olamayacaklarını gören kadınlar için en büyük pişmanlık ve /veya istek stratejisi geliştirmektedirler. İşlerini korumak en önemli gayedir ve işverenin yüksek sigortaya ilişkindir. Onun dışında yasal düzenlemeler, dernekleşme, örgütlenmeye beklentileri ve işin yoğunluğu doğal olarak görülmektedir. 25 bu iş ilişkisini nasıl başlatacağını ve bunun yasal düzenlemelerini bilmemektedir. Talep ve Talebin İçeriği: Sigortanın önemli ve gerekli olduğu düşünülmekte ancak getireceği ek maliyet Ankara ilinin üç merkez ilçesinde gerçekleştirilen evde bakım hizmetine olan talep üstlenilmek istenmemektedir. Görüşülenlerin oldukça önemli bir bölümü bakım ve talebin niteliklerine ilişkin sorular içeren 943 anketin özet sonuçlarına bakıldığında hizmeti için aracılık yapmakta olan istihdam bürolarının varlığından haberdar değildir. şu hususların dikkat çekici olduğu görülmüştür. Araştırma kapsamında ailelerin Bakım hizmeti sunacak olan yerli ve yabancı iş gücü hakkında en önemli iki ifade ortalama hanehalkı büyüklüğü Türkiye ortalamasının altındadır. Görüşülenlerin % “güvenilir olması”, “nazik ve sabırlı” olmasıdır. Çocuk ve yaşlı bakımında olduğu gibi 62,5’i kadın, % 37,5’si erkektir. Görüşülenlerin dörtte üçü 35 yaş üstünde ve evlidir. engelli bakımı için de evde bakım tercih edilmektedir. Görüşülenlerin şimdiye kadar Görüşülen kadınların % 41’inin ev kadını olduğu görülmektedir. Ankara’da yaşama çocuk, yaşlı, engelli bakımına ilişkin kamu kurumlarından hizmet alıp almadıkları süreleri açısından yerleşik bir gruptur. Çoğunlukla hizmet sektöründe çalışmaktadırlar. incelendiğinde çok önemli bir kısmının almamış olduğu görülmektedir. İhtiyaç Önemli bir kısmı oturulan evin mülkiyetine sahiptir. Görüşülenlerin yarıdan fazlasının olması halinde kamu kurumlarına güvenin daha yüksek olduğu görülmektedir. otomobili vardır. Görüşülen 4 kişiden 3’ünün aylık hane geliri Türkiye ortalamasının üzerindedir. Görüşülenlerin yıllık harcamalarında en çok pay tutan kalemler Aracı Firmalar: incelendiğinde ilk dört sırada gıda, faturalar (elektrik, su, doğalgaz, aidat gibi), eğitim Görüşülen firmaların genel görüşlerine göre ev ve bakım sektöründe çalışmalar ve sağlık harcamaları gelmektedir. yürüten bir firma kurmak kolaydır. Çok fazla yatırım maliyeti gerektirmemektedir. Genel olarak kayıtlı şekilde bu işi yapabilmek için sektörü bilen, “insanları istihdam Görüşülen 3 kişiden 1’inin evinde 12 yaş altı çocuk vardır. 227 kişinin evinde 65 yaş etmekten mutluluk duyacak olan, deneyimli, eğitimli, kültürlü bir kimse olmak” ilk ve üstü birey vardır. Görüşülenlerin % 5,5’nin hanesinde engelli birey vardır. En çok şarttır. Ardından firma kurmak için gerekli evrakları hazırlayıp, yatırılması gereken geresinim duyulan bakım hizmetinin yaşlı bakımına ilişkin olduğu, ikinci sırada çocuk teminatı yatırıp, bir büro ve basit büro malzemeleri ile çalışmaya başlanabilmektedir. bakım hizmetinin ve son sırada ise engelli bakım hizmetinin geldiği görülmüştür. Personel gereksinimi olan aileler ile çalışmak isteyen personeli bir araya getirici aracılık Hanesinde yaşlı bakım gereksinimi olduğunu bildirenlerin sadece % 9,4’ü ücretli rolü olarak tanımlanan işe giriş yapmak kolaydır. Ancak sektörde zor olan kalıcı olmaktır. çalışan istihdam etmektedir. Yine çocuk bakım hizmet gereksinimi olduğunu bildiren Yani işi düzenli ve sürdürülebilir bir şekilde yapmak zordur. Özellikle bakım sektörü %5 8,4’lük grubun sadece % 5,9’u ücretli çalışan istihdam etmektedir. kalıcı olmanın en zor olduğu alanlardan birisidir. Bu sektörde işverenler çocuklarına, hastalarına, yaşlılarına bakım hizmeti satın almaktadırlar ve bu talep edilen hizmet ve Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımını içeren işlerin temel olarak kimin görevi olduğu hizmete ilişkin “yüksek” beklentileri vardır. Sektörde istihdam edilenler için de zordur incelendiğinde en temel sorumluluğun kadın ve erkekte yani ailede olduğu zira artmış müşteri taleplerini karşılamak gerekmektedir. düşünülmektedir. Aileden sonra gelen sorumlu merci ise devlet kurumları olmuştur. Araştırma grubunun yarıdan fazlası bakım işlerinin zor olduğunu bu nedenle kadın Sektörün bir diğer zorluğu iş yerinin “ev içi” alan olmasına ilişkindir. Ev içi alanda evde olsa dahi yardım alması gerektiğini düşünmektedir. Ancak yarıya yakın bölümü işin yapılıyor olması “iş tanımının” yapılmasını güçleştirmektedir. Ayrıca işverenlerin, kadın evde ise ve önemli bir sağlık problemi yoksa bakım işlerini yapması gerektiğini bazen uzun çalışma saatleri talep etmek, bazen iş tanımını çok geniş tutmak, bazen düşünmektedir. Evde bakım işleri için ücretli emek istihdam edilmek istenmesi bakım işi yanısıra temizlik gibi artı işler talep etmek ve özellikle çocuk bakımında halinde bu kararı verebilmek için eş, arkadaşlar, komşular gibi enformel ağların ilk pedagojik bilgi beklemek gibi, yüksek beklentilerini, düşük ücretli işgücü ile sırada geldiği; kamu kurumlarına danışmak, aracı firmalarla görüşmek ve internet karşılamak istemeleri de sektörde kayıt dışı çalışan aracı firmaların sayısının artmasına üzerinden araştırma yapmak gibi daha formel yolların ise ikinci sırada kullanılmakta neden olmaktadır. Aslında bu firmalar arasında çalışanın aleyhine bir rekabette olduğu/isteneceği görülmüştür. yaratmaktadır. Diğer yandan bu piyasayı denetlemesi gereken Çalışma Bakanlığı ve İŞKUR gerekli denetlenmeyi özellikle personel kadrosunun kısıtlılığı nedeniyle tam Görüşülenlerin oldukça önemli bir kısmı çocuk-yaşlı-engelli bakımında yerli olarak yerine getirememekte ve kayıt dışılık yaygınlaşmaktadır. işgücünü tercih etmektedir. Bakım hizmetleri için ödenebilecek ücret aralığının 1000 TL’nin altında olduğu görülmektedir. Bakım hizmeti satın almak isteyenlerin Temel olarak firmaların çalışma prensipleri ise şöyledir: ev hizmetleri ve bakım kararlarını etkileyen, belirleyen en önemli hususlar “deneyim, ücret ve tanıdık” olarak sektöründe çalışmak isteyen işgücüne ulaşarak bu işgücünün niteliklerine göre sıralanmaktadır. Bakım hizmetinde çalışacak olan kişi ile geliştirmek istedikleri ilişki portföy oluşturulması ilk adımdır. Bu işgücü havuzunu oluşturmak için kullanılan “ne resmi, ne samimi”, ikinci sırada ise “aile üyesi gibi” istenmektedir. Görüşülenlerin yollar ise gazeteye/internete ilan vermek ile mevcut durumda çalışmakta olan yarıdan fazlası evde bakım hizmetleri için birisini çalıştırması gerekmesi halinde işgücünün tanıdıkları ve tavsiyelerine bağlı olarak personel görüşmeleri yaparak 27 7 bu havuzu oluşturmaktır. Genel olarak firmalar ev ve bakım sektörünün tamamına Erkek eleman talebi bir miktar artabilecektir özellikle erkek hasta/yaşlı bakımında aracılık yapmaya çalışmakta, belirli bir alanda örneğin çocuk, yaşlı veya hasta bakım ve hastanın/yaşlının hastane ortamında kaldığı durumlarda erkek bakıcı talep alanlarında uzmanlaşmaya gitmemektedirler. edilebilmektedir. Ancak sektörde müşteri taleplerinin her geçen gün artmakta olması, Ancak firmalar yerli işgücü ya da yabancı işgücü ile çalışma konusunda ayrıma bu alanda çalışacak olan kadınlardan beklentilerin artmasına neden olmaktadır. gitmektedirler. Genel olarak firmalar yabancı işgücü ile çalışmayı tercih etmediklerini Özellikle çocuk bakımı ve hasta bakımı ile tıbbi bakım gereksinimi olan yaşlıya bakım belirtmektedirler. Bunun en önemli nedenini yabancı işgücüne ilişkin detaylı hizmeti sunabilmek için daha nitelikli, becerili bir kadın işgücü (sınırlı sayıda erkek de) araştırma yapamıyor olmaları ve herhangi bir olumsuzluk yaşanması halinde talep edildiğine değinilmiştir. işverenlere mahcup olma ve piyasa değerini düşürme riskini göze almak istememe olarak belirtmektedirler. Genel olarak firmalar sektörün geleceğinden umutludurlar. Kadınların çalışma hayatına girişleri, geniş aile desteğinin zayıfladığı büyük şehirler, yaşlanma ve yaşlıların Firmaların sektörde kalıcı olmalarını sağlayıcı en önemli unsur temin edilen elemana genellikle kendi evlerinde bakılmayı, kalmayı tercih ediyor olmaları ve son yıllarda ilişkin işveren memnuniyetidir. Temin edilen elemandan memnun kalınmaması artmakta olan kronik hastalıklar ile birlikte sektörün geleceği iyi görülmektedir. Ancak halinde 3 aylık dönem için 2 kez daha eleman temin etmek ve bu işlemler için bu sektörün gelişebilmesi için kayıt-dışı firmalarla mücadele edilmesi gerekmektedir. yeniden ücret alamıyor olmak nedeniyle talebi ve beklentilerini iyi anlamak ve buna Firmaların yetkilerinin arttırılması ve bazı yasal boşlukların giderilmesi halinde uygun doğru eleman bulmak sektörde para kazanabilmek için gereklidir. sektörün geleceğinden umutla bahsetmek mümkün olmaktadır. Genel olarak firmalar işgücü portföyünde yer alacak personelin seçiminde çok 7 titiz davranmakta olduklarını belirtmişlerdir. Personelin sağlık raporu, adli sicil kaydı, diploma ve sertifikaları, daha evvelki iş deneyimi gibi hususları ayrıntılı not etmektedirler. Ayrıca evli olup olmaması, yaşı, çocukları, sigara içip içmemesi, temizlik davranışı, kılık kıyafeti, davranış şekli, şehrin neresinde yaşadığı gibi oldukça detaylı bilgiler toplamakta ve buna göre hangi işe hangi personelin gönderileceğine karar vermektedirler. Ancak benzer bir araştırma iş talep eden işverenler için Sonuç ve Öneriler: yapılmamaktadır. İş talep eden kişi/aile ile görüşmeler genel olarak firmanın ofisinde yapılmakta, orada anlaşma yapılarak çalışan gönderilmesi sağlanmaktadır. Aynı şekilde iş talep eden işverenin aile yapısı, çocukları, eşlere ilişin bilgiler, kılık-kıyafet, konuşma biçimlerine dikkat edilmemektedir. Ev ve bakım hizmeti talep edenlerin “Ücretli ev emeğini herhangi bir istihdam alanıymışçasına ele alıp kavramak mümkün talepleri ve talep ettikleri hizmet için ödeyebilecekleri miktar temel belirleyici unsur değildir. Ev işi nasıl toplumsal ve tarihsel bir etkileşim ağı içinde kavranabilirse, ücretli olmaktadır. ev emeği de salt ekonomik istihdam ilişkilerinin ötesinde, çok daha karmaşık bir ilişkiler yumağı olarak anlaşılmalıdır. Ev işinin ayırt edici niteliği olan “karşılıksız” ve Firmalar genel olarak sektörde bir rekabet olduğunu düşünmektedirler. Ancak “görünmezlik”, ücretli ev emeğinin de herhangi bir istihdam ilişkisinden nitelikçe bu rekabet “haksız rekabettir”. Bunun nedeni kayıt dışı çalışan firmaların varlığıdır. farklı bir konumda oluşunun en önemli nedenidir” (Bora, 2012:70).4 Bu sektörde hizmet veren kayıtlı firmalar arasında bir ilişki, işbirliğinin olmadığı görülmüştür. Birkaç firma sahibi bir araya gelme, sektörde yer alan firmaların bir oda Ev içi bakım hizmetlerini arz ve talep boyutu ile incelemek isteyen bu çalışmanın altında toplanması ve sektöre ilişkin standartların gelişmesi ve özellikle kayıt dışı sonunda bazı önemli sonuçlara ulaşılmıştır. Evde bakım işleri alanına yönelik bir çalışmaya ilişkin daha sıkı tedbirler talep etmesi için “odalaşmanın” gerekli olduğuna sektörleşme potansiyelinin dinamiklerini anlamak önemlidir. Bakım işlerinin neler değinmiştir. Ancak genel olarak firmalar sektördeki diğer firmaları bilmemekte, olduğu, bakım işinde yer alan emeğin nitelikleri ve bakım işlerini satın alan/alabilecek birlikte iş yapmamaktadırlar. olan talep niteliklerinin tümü farklı düzeyde etkiye sahiptir. Bu çalışma kapsamında yapılan bakım emeği arz boyutu bazı önemli sonuçlara işaret etmiştir. Öncelikle Ev içi bakım sektöründe istihdam edilenlerin çok önemli bir bölümü kadındır. Ev içi bakım işlerine emek arz eden yerli işgücü için şöyle bir profil söylenebilir: orta yaş ve alanda bakım işleri yapıldığı müddetçe bu alanın çalışanlarının çoğu kadın olmaya devam edecektir. Sınırlı da olsa erkek eleman portföyde bulundurulmaktadır. 4- Bu alıntı genel olarak ev hizmetine dair bir görüş olmakla beraber evde bakım işini de ilgilendirdiği için alınmıştır. 29 üstü (35 yaş ve üstü), ilkokul eğitim düzeyinde, çoğunlukla çocuk bakımında çalışan boşanmanın ağır yükünü yönetebilme olanağı sunmaktadır. Boşanmış çocuklu ve/ ve çalışmak isteyen, tam zamanlı çalışmaya istekli, işlerini enformel kanallarla bulan veya çocuksuz kadınların yatılı olarak bakım işlerinde çalışabilme potansiyellerinin ve bu şekilde devam etmek isteyen kadınlardır. Yabancı işgücü için ortaya çıkan olduğu görülmüştür. Önümüzdeki yıllar açısında boşanmaların artacağı buna bağlı profil ise şöyle tanımlanabilir: 40 yaş ve üstü, üniversite düzeyinde eğitime sahip, olarak yabancı işgücü arzı ile rekabet edebilecek bir arzın da olabileceği düşünülebilir. çoğunlukla yatılı olarak çalışan, yaşlı ve hasta bakımında çalışan ve çalışmak isteyen Talep boyutu sonuçları yatılı kalabilecek yerli emek arzının olması halinde talebinin kadınlardır. Yerli arzın en temel isteği sigorta ve izinlere ilişkin iken yabancı işgücünün bu işgücünü tercih edeceği yönündedir. Bu çalışma sonuçları hipotezi doğrulamakta en önemli isteği ücret ve saygı görmeye ilişkindir. ancak yakın gelecek için öngörü yapılması halinde yerli-yabancı oluşa bağlı ikili arz yapısının yerli emek lehine değişim gösterebileceği söylenebilir. Talep açısından bakıldığında; çocuk-hasta-yaşlı-engelli bakım hizmetlerini evde bakım şeklinde almak istemektedirler. Çalıştırılacak olan işgücünde önem verilen ilk Üçüncü Hipotez: “Tüm kadınlar işlerini kendileri ve tanıdıklar yolu ile bulmayı nitelik “güvenilirlik” olmaktadır. İşgücü gereksinimi olması halinde birincil çevre (eş, ve enformel ilişkiler içinde kalmayı tercih etmektedirler. Bu anlamda kayıt dışı dost, tanıdık) mekanizmaları kullanılarak bu “güvenilirlik” sağlanmak istenmektedir. istihdam başka şansı olmayan çalışanlar tarafından desteklenmektedir”. Formel Bu hizmetleri satın almak için ödenebilecek miktar arzın beklentisinin altındadır. ve enformel yolların her ikisini belirleyen dinamikler farklıdır ancak işin doğası Aracı firmalar işçi ve işvereni karşılaştıran bir mekanizma olarak etkin değildir. Bunun değişmemektedir. Formel yol olan şirket aracılığı ile iş bulma da belirli bir güvence, nedenini piyasadaki enformel firmalar ve oluşumlar olarak açıklamaktadırlar. Aynı süreklilik sağlayamamaktadır. Enformel iş bulunduğunda sürekliliği sağlamak daha zamanda Çalışma Bakanlığı’nın yeterli denetim yapmaması ve yasal mevzuattan kolay olmaktadır. Diğer yandan firmalar aracılığı ile iş bulmak işsiz kalınan süreyi kaynaklanan güçlüklere işaret etmektedirler. Ancak arz deneyimleri, firmaların kısaltmaktadır. Ancak arz ve talep birlikte ele alındığında enformel yolların tercih sağladığı arabuluculuk görevi dışında görevlerinin olmaması özellikle sigortalılık edilmesi hem yaygındır hem de nedenler her iki tarafın beklentilerince oluşmaktadır. sağmaya yönelik katkıları olmadığından aracı firmalara uzak durmaktadırlar. Zira kendi Evde bakım almak isteyen de çalışmak isteyen de güven duygusunu bu yolla aşmaya ağları ile iş bulabilmektedirler. Sigorta konusunu da ancak devletin çözebileceğini çalışmaktadır. Ayrıca daha sonra tartışılacağı üzere evde bakım içinde yer alan “fazlalık” düşünmektedirler. Bu ön tespitlerin ardından öncelikle araştırmanın hipotezleri test emek arz edenler için maddi kazanç dışında kazançlar sunmaktadır ayrıca bu fazlalık edilecek ardından çalışmanın diğer sonuçları tartışılacaktır ve son olarak öneriler “kişilik ve sevgi” satın alınmasına da olanak sunarak talebi şekillendirmektedir. sunulacaktır. Dördüncü Hipotez: “Aracı firmaların oluşması ve İŞKUR denetimi bakım emeğinin Birinci Hipotez: “Yabancı ve yerli kadın emeğinin istihdam koşulları arasındaki kurumsallaşmasına katkı yapamamaktadır”. Araştırma sonuçlarının gösterdiği en farklılıklar talepteki farklılıklara dayalıdır”: Yerli işgücünün çocuk, yabancı işgücünün önemli sonuçlardan bir tanesi hem arz hem de talep boyutu dikkate alındığında aracı çoğunlukla hasta ve yaşlı bakımında çalışıyor olması bu hipotezi desteklemektedir. firmaların bilinirlik düzeyi düşüktür. Hem arz hem de talep için birincil başvurulan iş/ Çocuk bakımının gündüz çalışma saatlerini içermesi ancak hasta ve yaşlı bakımının işçi bulma aracı değildir. Bakım hizmetlerine ilişkin özel kurumlarda sunulmakta olan sürekli oluşu nedeniyle talep şekillenmektedir. Özellikle yaşlı bakımının çoğunlukla hizmetlere ilişkin güven düşüktür, denetlenmediğine inanılmaktadır ve özellikle özel yaşlının evinde, yaşlı yakınlarının gözetim ve denetiminde ancak yaşlının evinden kurumların pahalı olduğu düşüncesi yaygındır. Kamu hizmet kurumları açısından farklı evde yaşıyor olması yatılı bakıcıyı olanaklı kılmaktadır. Ankara ilinin üç yerleşik da sunulan hizmet kalitesi düşük görülmekte ve denetimlerinin iyi yapılmadığına ilçesinde yapılan talep anketine göre görüşülenlerin hepsi 2-4 odalı apartman inanılmaktadır. Bu durum talep boyutu açısından işgücü gereksinimi olması halinde dairelerinde yaşamaktadır. Ortalama hane büyüklüğü 3,4 kişidir. Bu koşullar altında birincil bilgi ve başvuru kaynaklarının enformel yollar (eş, dost, tanıdık, arkadaş) evde bir bakıcının yatılı kalması zor olmaktadır. Ayrıca yatılı bakıcı ücreti günlük olmasına yol açmaktadır. Benzer düşüncenin emek arz edenler açısından da geçerli bakıcıdan daha pahalıdır. Bunlarla ilişkili olarak yerli işgücünün çoğunlukla evli olduğunu, evde bakım hizmeti sunacak olan kadınların iş bulma ve işte sürekliliği ve/veya çocuklu olması yatılı kalmaya izin vermemektedir. Buna göre yatılı bakım sağlama, işsizlik süresini kısaltmak için geliştirdikleri stratejilerin enformel yollar hizmet talebindeki boşlukta yabancı işgücü devreye girmekte ve iki grup bu konuda olmasına neden olmaktadır. Bu konuda aracılık yapan firmalara ilişkin olumsuz bir birbirine “rakip” olmamaktadır. kanaatin olduğu görülmektedir. Emek arz edenler açısından firmaların iş buldukları işgücü için ayrıntılı inceleme yapıyor olmaları ancak aynı incelemeyi işveren için İkinci Hipotez: “Yabancı kadınların evde ve gece kalabilmesi onların yaşlı ve çocuk yapmıyor olmaları ve özellikle sigorta konusunda yaptırım güçlerinin olmaması bakımında daha çok tercih edilebilir duruma getirmektedir”. Çalışmanın sonuçları gibi nedenler arz açısından bu firmaları birincil başvuru yapılacak yer haline bu hipotezi doğrulamaktadır. Öte yandan bakım işleri boşanmış yerli işgücü için getirememektedir. Ayrıca firmaların işgücü havuzunu oluşturma kriterleri dikkate 31 8 alındığında yerli işgücünün bu havuzda yer alabilmesi güç gözükmektedir. Düşük kendini konumlayabilmektedir. Bu konumlanış, hizmetçi değil “bakıcı” olmaya neden eğitimleri ve annelik ve ev kadınlığı dışında belgelenmiş becerilerinin olmaması bu olarak yapılan işten elde edilen doyumu arttırmaktadır. havuza girebilmelerini güçleştirmektedir. Bu durumda enformel yolların kullanılması bu beceri-eğitime ilişkin beklentileri aşmanın da bir yolu olabilmektedir. Hiyerarşinin ikinci sırasında daha orta alt sınıf ailelerin çocuklarına bakmak yer almaktadır. Burada işveren beklentileri artmaktadır. İşveren kadının düşen gelirine 8 bağlı olarak çocuk bakıcısından beklentisi artmaktadır. Temizlik, ütü, yemek yapması beklenmekte ancak tüm bunlar için ödenebilecek ücret düşmektedir. Bu hanelerde çocuk bakıcılığı yapan kadınların artan iş yükü ve düşen saygınlıklarını yükseltebilmek için buldukları temel yol “aile üyesi” olma, işveren kadın ile kendini eşitleme ve işverene iyilik yapma hisleri ile sağlanmaktadır. Ayrıca bu tür orta alt sınıf evlerindeki Araştırmanın Temel Sonuçları bakıcılık işleri genellikle emek arz eden kadınların yaşadıkları yerlere yakın (bazen aynı apartmanda bazen üst sokakta gibi) olduğundan yol ücreti ve yolda harcanan zaman kısalmakta ve hatta kendi ev içi alanını uzlaştırma kolaylaşmaktadır. Bakım işleri heterojendir: Çocuk, yaşlı, hasta bakımı, bakımın nerede verildiği, tam Üçüncü sırada yaşlı bakmak ve en son sırada hasta bakmak gelmektedir. Profesyonellik zamanlı-yarı zamanlı oluşuna göre çeşitlenmektedir. “Kendi evinde ücretli bakım düzeyi arttıkça hiyerarşi düşmektedir. Hasta bakımı profesyonel bir iş olmaktadır sunmak”, “işveren evinde bakım”, “yatılı bakım”, “kurumda bakım” şeklinde bakımın ancak geçiciliği çok yüksektir ve karar ağları çokludur. Buna bağlı olarak bakım verildiği yere göre çeşitlenme olmaktadır. Yarı zamanlı-tam zamanlı, yatılı, günlük emeğinin kadına dönüşü zayıftır. Doktorlar, hemşireler, hastanın birincil yakınları ve şeklinde bakımın süresine göre de çeşitlenmektedir. en son bakıcı gelmektedir. Yaşlının evinde bakım sunulduğu zaman bakım işlerine ev işleri (yemek, temizlik, alış-veriş gibi) mutlaka eklenmektedir. Ayrıca özellikle sağlık Bakım işleri hiyerarşiktir: bakım işleri kendi içinde farklılaşmaktadır. Tıpkı diğer sorunları olan yaşlı ve hastaya bakıcılık yapan kadınların iş üzerindeki kontrolleri farklılıklarda olduğu gibi eşitsizlik ve iktidar ilişkileri barındırmaktadır. Hiyerarşinin düşmekte ve kontrol edici sayısı artmaktadır. Tüm bunlara bağlı olarak bakıcı-hizmetçi en tepesinde orta sınıfın merkezi önemde gördüğü “çocuk bakımı” gelmektedir. ayrımı muğlaklaşmakta ve işten elde edilen doyum düşmektedir. Orta sınıf aileler çocuk merkezlidir ve çocuğun iyiliği ve refahı her şeyin üzerinde tutulmaktadır. Bu nedenle çocuk bakıcılığı için kabul edilmek ailenin “en kıymetlisini” Bakım işleri içinde en görünmez olanı engelli bakımıdır. Hem talep hem de arz boyutu teslim almak demektir. Bu görevi alabilmek için temel kişilik özellikleri ile yaşam engelli bakımının piyasalaşması en düşük bakım türü olduğunu göstermektedir. Bu biçimi pratiklerinden geçmek gerekmektedir. Çocuk bakıcısı olarak seçilebilmek aynı zamanda engelli çocuk sahibi olan kadınların ev içinde kalmasını zorunlu hale demek iyi, çalışkan, becerikli, vicdan ve ahlak sahibi bir kadın olmak demektir. Bu getirmektedir. Kadın, engelli çocuğun bakımını devir edememektedir. Bir yandan nedenle enformel ağlar sürmektedir. Böylesi esasen kişilik özelliklerine dayalı bir işçi/ devir edecek hem özel hem de kamu kurumu azdır diğer yandan da pahalıdır. Ayrıca çalışan tanımlamasının yapılması sektöre girişi hem zorlamakta hem de mümkün her iki hizmete güven de düşüktür. kılmaktadır. Bakım işlerinin özellikle çocuk bakımında satılan şey emek gücü değil adeta kişiliğin de satılmasıdır. Bakım işini de kapsayan ev içi işlerin karmaşık doğası Her yaşta dahil olunabilirdir: Evde bakım işlerinin sektöre dönüşmesinde hem engel nedeniyle, bir istihdam biçimi olmanın ötesinde, toplumsal/kişisel bir ilişki olarak hem de fırsat olarak görülmesi gereken bir husustur. Sektörde genel olarak orta yaş görülmesi gerektiğine işaret eden bir literatür de birikmiş vaziyettedir (Bora, 2012; ve üstü kadınların yer alıyor olması bu esneklikle ilgilidir. Genel olarak kadınların Özyeğin, 2004; Kalaycıoğlu-TılıçRittersberger, 1997). kendi bağımlı çocukları varken bakım sektörüne girilememektedir. Ya da “kendi evinde çocuk bakımı”, “yarı zamanlı çalışma” olanaklı olabilmektedir. Her ikisinin de Orta sınıf evlerde çocuk bakıcılığı yapan kadından beklenen işlevler azalmakta ancak ücreti düşüktür. Bu koşullar altında çalışma değil “ek gelir” sağlayıcı bir aktiviteye işlevinde çok iyi olması beklenmektedir. Böylece bu evlerde çocuk bakıcılığı yapan dönüşmektedir. Kadınların yaşam döngülerine bağlı olarak 35-40 yaşından sonra kadınlar sadece çocuğa bakmakta ve çocuk bakımı dışındaki diğer “bedensel emeğe” sektöre girmek mümkündür. dayalı işleri yapmamakta ve yapmadıkları için de ayrı bir yer ve statü edinmektedirler. Çocuk bakıcısı kadının bu işleri yapmaması, ev içi alana temizlikçi gibi diğer kadınların Ev içi alanın yükü ve imkanları birliktedir: işyerinin “ev içi” alan olmasının yükü çok gelmesine neden olmakta ve kadın işveren ile temizlikçi kadın arasında bir yerde fazladır. Bir fabrika, ofis, şirket değil bir başkasının mahrem alanına girmek demektir. 33 9 Üretim ilişkilerinin gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte evin ekonominin dışında ücretler de yükselmektedir. Özellikle hasta bakımı hem profesyonel hem de pahalı bir yer haline gelmesi, ekonomi ile ilişkilendirildiğinde de ancak tüketicilik konumu bir bakım türüdür. atfedilmesi son iki yüz yıllık tarihin ürünüdür. Bu gelişme ile bakım işlerine bakıldığında 9 modern öncesi döneme geri dönüş gibidir. Bu dönüş, modern dönem profesyonel iş ilişkilerinin olmadığı bir alana da dönmek demektir. Bu alana girebilmek ve kalıcı olabilmek kolay değildir. Çalışma arkadaşlarının olmaması, başka çalışanın çoğunlukla olmaması iş ilişkileri ile çalışandan beklentilerin “çok özel kriterlerle” kurulmasına neden olmaktadır. Hangi işlerin yapılacağı, nasıl yapılacağı, neyin doğru olduğu gibi temel prensipler kişiye özel kurulmaktadır. Hem evin içinde evin bir üyesi gibi Sektörün Geleceği: olabilmek ama aynı zamanda neden o evde olduğunu unutmamak gerekmektedir. Bu durum biraz histerik iş ilişkisi kurulmasına yol açmaktadır yami “aile üyesiymiş gibi hizmet sunmak ancak gerçek aile üyesi gibi davranmamak” gerekmektedir. Kazanımları nelerdir ve geleceği olabilir mi?: Bu çalışmanın en temel sorusu bakım Bazı imkanlar da barındırmaktadır. İşin ev içi alanda olması kadınların evden çıkışını emeği işlerinde yer alan ücretli çalışan kadınlar açısından ürettiği kazanımlar nelerdir ve kolaylaştırmaktadır. Başka çalışan, “erkek çalışan”yoktur. Aile biliniyorsa güvenli ve emin bir sektör olabilir mi sorusuna yanıt aramaktır. Çalışmanın sonuçlarına göre hem “evet” bir yer olmakta ve giriş kolay olmaktadır. İşverenin beklentilerinin iyi karşılanmasına hem “hayır” demek mümkün gözükmektedir. İlk elden sektöre girişin kolaylığı dikkate bağlı olarak iş dışı kazanımlar elde etmek mümkündür. İlk ve en önemli kazanım alınarak, bakım sektörü işlerin kadınların yoksullukla mücadelelerinde ve yaşam şanslarını işin sürekliliği ve diğerlerine tavsiye edilerek sürdürülebilirliği sağlanabilmektir. Yine arttırmada bir katkısının olduğunu söylemenin mümkün olduğudur. Kadınların çoğunun özellikle çocuk bakımında işin çoğunlukla denetlenmiyor olması (bazı durumda ilkokul düzeyinde eğitime sahip olmaları, yaşam döngüleri içinde görece rahatladıkları kamera sistemi ile izleme vardır ancak yaygın değildir) iş sürecinde yalnız çalışma ve kendi ev içi alanlarına olan bağımlılıklarının azaldığı 35-40’lı yaşlarda girebilmelerine olanağı tanıması, işleri ve yapılma sırası üzerindeki kontrolün yüksek olması, dini ilişkindir. Bu işler aracılığı ile ücretli çalışan olmak, ekonomik olarak para kazanmak ibadetlere olanak sağlaması imkanlar olarak belirmektedir. Ev içinin işyeri olması “ev bazı durumlarda boşanmanın ağır maliyetini hafifletmek, çocuklara daha iyi olanaklar kadının” çalışabilmesini mümkün kılmaktadır. sağlamak gibi kazanımlar elde ettikleri görülmektedir. Ayrıca para kazanma duygusunun önemli olduğu bu yolla kendi yapabilirliklerine olan güvenlerinin artmakta olduğu Profesyonelleşmenin olmaması hem fırsat hem çıkmazdır: Ev içi alanda görülmektedir. Bazı kadınların ev içi işbölümünde kocaları ile yeni bir anlaşma yapmaya gerçekleşmekte olan bakım işlerinin profesyonelleşme potansiyeli tartışmalı bir başladıkları ve kocaların da ev içi işlere katılımlarının artmakta olduğu en azından “daha konudur. Bir yandan “işçi” olarak, bir sözleşme ilişkisi içindeyken, öte yandan, bu paylaşımcı kocalar” olmaya başladıkları kadınların anlatılarından anlaşılmaktadır. Ayrıca sözleşmenin konusunun “bakım işi” olması nedeniyle, işverenle “mahremiyet ev içi ve aile kararlarına katılımlarının da artmakta olduğu görülmektedir. Özellikle çocuk benzeri” bir ilişkisi vardır (Akalın, 2011). Böyle bir durumda, hangi durumda hangi bakıcılığının kadınların kendilerine olan güvenlerini arttırdığı ve hem aile içinde hem de kuralların uygulanacağı, ilişkinin nasıl bir yapıda kurulacağı ve her iki taraf için de yakın çevrede belirli bir saygınlık kazandırmakta olduğu görülmektedir. ne tür söylemsel ve pratik stratejilerin geliştirileceği, her bir özgül vaka için yeniden belirlenmek zorundadır (Bora, 2012:74). Sektörde yer alan kadınların büyük çoğunluğu Ancak hasta ve kısmen yaşlı bakımında bir miktar profesyonelleşme olasılığının kısa eğitimlidir. Annelik, kadınlık ve ev içi işleri biliyor olmak yeterli gözükmektedir. olduğu, bazı eğitim ve sertifikaların gerekli olduğu, herkesin yapamayacağı bir iş İş bulmadan başlayarak enformel ağların işlediği bir alandır. İşin çoğunlukla ev içi olduğu bu alanda çalışan kadınların deneyiminde izlenmektedir. Sadece çocuk alanda gerçekleşiyor olması profesyonelleşme önündeki en büyük engeldir. Yaşlı ve bakıcılığı yapan kadınlar da bu güçlüğü görmektedir ve kendi çocuklarını büyütmüş hasta bakımında ev içi alandan uzaklaşıp hastane, bakım evi gibi alanlara geçtikçe olmak yaşlı/hastaya bakmak için yeterli olmamaktadır. Bu kapsamda hasta ve profesyonelleşme olasılığı artmaktadır. Ancak profesyonelleşme sektörde yer alan yaşlı bakımının profesyonelleşme olasılığının olduğu ancak çocuk bakıcılığı için kadınların aleyhine sonuç üretecek niteliktedir. Belirli bir eğitim düzeyi, sertifika gibi aynı olasılığın olmadığı görülmektedir. Bir yandan yerli işgücü bu alanda olmak şeyler istenmiyor olması kadınları “çalışabilir” kılmaktadır. Ancak ve aynı zamanda istememektedir diğer yandan da yabancı işgücü ile rekabet de edememektedir (bu değersiz de kılmaktadır. “Anne kadın” olmanın yeterli görülmesi, kendi çocuğuna bakım türünde yatılı kalmak rekabeti belirleyen en önemli husustur). Bu iki alanın nasıl baktı ise başkasının çocuğuna da öyle bakıyor olması “gerçek bir iş/çalışma” profesyonelleşmesine bağlı olarak eğitim-beceri-sertifika istenmeye başlanmıştır. gibi değil de “sevgi emeği” olarak görülmesine yol açmaktadır. Profesyonellik arttıkça Bu nedenle genç işgücü için daha uygun gözükmektedir. Diğer yandan genç 35 işgücü için özellikle ev içi alanda yapılan, fiziksel olarak güç gerektiren, izole bir iş Yine sigortanın nasıl olacağı, maliyetinin kimler tarafından karşılanacağı konusu da olması istenmemesine yol açmaktadır. Orta yaş ve üstü kadınlar açısından hasta profesyonelleşme açısından önemli bir sorun niteliği taşımaktadır. Kadınların büyük ve yaşlı bakımını sürdürmek fiziksel olarak güçtür ayrıca eğitim ve becerileri de çoğunluğu sigortanın öneminin farkındadır, çok net olmamakla birlikte bu konudaki uygun gözükmemektedir. Genç kadınlar için de ev içi alanda olduğundan cazip yasal düzenlemeler hakkında da bir şeyler bilmektedirler. Ancak sigorta yapmanın gözükmemektedir. maliyeti işveren ve kadın arasında paylaşılacak ise hatta çoğunlukla bu maliyetin tamamı kadınlara yüklenmeye çalışılmaktadır bu noktada istenmemektedir. Profesyonelleşme önünde pek çok engel sayılabilir. Yasal düzenlemeler ve Ücretlerinden kesilecek olması, istememe nedenini oluşturmaktadır. Ama bu maliyetin denetimler ile enformelleşmenin önlenebileceği düşünülebilir. Ancak sektörde sadece işverende olması da istenmemektedir. Talep dinamikleri açısından da bu yer alan kadınların temel olarak “işverenden beklentileri” dikkate alındığında ev durum böyledir. Bakım emeği talep edenler/edebilecek olanlar çalıştırmak istedikleri içi alanda istihdam edilen kadınların toplumsal ilişkilerinin de dikkate alınması kişiye sigorta yapmak istemektedirler ancak bu maliyeti ödemek istememektedirler. gerekmektedir. Genel olarak sektörde çalışan kadınlar ev içi alanda yapılan işlerin Bakım hizmetleri için ödenebilecek ortalama ücret aralığı dikkate alındığında (1000 çok da profesyonel olmaması gerektiğini düşünmektedirler. Ailenin bir üyesi gibi TL altı) sigorta ödeyebilmeleri olanaklı gözükmemektedir. Sigorta istenmekte ancak görülmek istemekte ve bir başkasının evinde “onun hizmetçisi gibi” görünmeyi bunun sorumluluğunu devletin üstlenmesi istenmektedir. Bu noktada kadınların istememektedirler. Akrabalık terimlerini seçmeleri, iş uyuşmazlık ve tartışmalarını ücretli işgücüne katılımlarını arttırmak isteyen politikalar ve politika yapıcıları ciddi aile içine benzeterek normalleştirmeleri, ücret dışı katkıları önemsemeleri (hediye iseler sigortanın devlet tarafından üstlenilmesi gerekmektedir. alınması, doğum gününe davet edilme, işveren tarafından bir abla-anne olarak görülmenin onuru) ve tüm bunlarla “işi/çalışmayı anlamlandırıyor” olmaları Kadınların tümünde ücretli çalışmaya ve farklı mekânsal alanlara giderek çalışmanın önemlidir. Ayrıca bu durum, ev içi alanda yani diğerinin mahrem alanında sonucu olarak güçlenmiş oldukları söylenebilir. Özellikle orta ve orta üst sınıf muhitlere daha rahat çalışmayı da olanaklı kılmaktadır. Kendi evi gibi kahvaltı yapabilmek, gidip orada çocuk bakıcılığı yapan kadınların kendilerine ilişkin güvenlerinin artmakta buzdolabını açıp istediğini yiyebilmek ve başkasının evini “kendi evi gibi” yaparak olduğu izlenmiştir. Böylesi muhitlerde çalışan kadınların ücretleri yüksektir ve iş yabancılaşma duygusunu da hafifletebilmektedirler. Çalışma ilişkilerine ilişkin tanımları daha nettir. Sadece çocuk bakımı için çalışmaktadırlar. Ev içi işler için başka böylesi bir talep, resmi iş bulma yollarını tercih etmemeye ve iş ilişkilerinin kadınlar istihdam edilmektedir. Bu durumda yapılan işte uzmanlaşma ve buna bağlı netleşmemesine de neden olmaktadır. Özellikle çocuk bakımında çalışan kadınlar kendilerine olan saygı da artmaktadır ve yine onların ifadeleri ile çok yorucu değildir. “iş ilişkilerini enformelleştirmeye” çalışmaktadırlar. Görevleri olmadığı halde yani Çok dikkatli olmak, çocuğun üzerinden bir an bile gözünü ayırmamak önemlidir. işveren onlardan istemediği halde ona “sürpriz yapma” olarak ifade edilen çeşitli Çünkü anneler en kıymetlilerini onlara “emanet” etmişlerdir. Öte yandan hasta ve yaşlı işler yapmakta, evin üyesi gibi olmaya çaba sarf etmektedirler. Resmi bir ilişki bakanlar için görev tanımları yapmak daha zordur. Sadece yaşlı ve hasta bakımında istememe, bakım hizmetinin doğasındaki “fazla”nın (Bora, 2012:121) görülmesini değil düşük ücretli çocuk bakımında da iş tanımını yapmak kolay değildir. Ev içi işler istemek anlamına da gelebilir. için başka bir kadını istihdam edemeyecek işverenler bir kadına çok iş yaptırmak istemektedirler. Bu durumda iş çok yorucu olmakta ayrıca uzmanlaşma düştüğü Hasta ve yaşlı bakımında profesyonel olmayan ilişki kurmak daha zordur. Bu durumda için işten gelecek saygı/statü de düşmektedir. Bu koşullar altında çalışan kadınlar bu alanda çalışan kadınlar bunun olmamasının eksikliğini dile getirmektedirler. için çalışma “eziyettir”. Ve kadınların mecbur değiller ise çalışmamaları gerektiği Aileden sayılmamak ile “insan yerine konulmamak” ilişkisi kurulmaktadır. Böyle olunca düşünülmektedir. Yapılan işin “ücretini ödediğini” düşünen işverenlere kızarak ev içinde rahat hareket edememe, istediğini yiyememe, adeta “köle” gibi hissetme burada daha fazla bir şey yapmakta olduklarını ancak bunun görünmemesine bağlı eğilimi ortaya çıkabilmektedir. Özellikle yatağa bağımlı hastalara bakan kadınlar olarak işin daha da ağırlaştığı ve kendilerinin önemsizleştirildiği düşünülmektedir. böylesi bir aileden olma, kendilerine ve emeklerine değer verildiğinin göstergesi Özyeğin’in “mahremiyetin yükü” olarak isimlendirdiği ücret dışı hediyeler, yardımlar olan akrabalık terimleri kullanılmadığı durumda yaşlıdan/hastadan tiksinme, bu ve ailedenmiş gibi davranmayıp bu yükü ödemek istemeyen işverenlerle çalışmak işleri yapmanın hizmetçi işi olduğu yönünde düşünceleri gelişmektedir. Bakım işinin istenmemektedir. Ancak işveren kadınlar da bu mahremiyetin yükünü ödeyebilecek yükünü azaltabilecek ve buna katlanılmasını kolaylaştırıcı olabilecek tek yol belki işlerde çalışmamaktadırlar. de böylesi davranışlar olmaktadır. Yaşlının/hastanın birincil derece yakınlarının bile yapmaktan imtina ettiği bakım işini yapıyor olmaları ve bunun karşılığının da sadece ücret ile ödenemeyecek olduğu düşüncesi hakim bir düşüncedir. 37 10 10 maaşa bağlayarak, emek piyasası dışında, ev kadınlarının “ev içindeki emekçiler” olarak geleneksel konumları resmileştirilmektedir (İlkkaracan, 2012:215). Ayrıca bu yaklaşım talebi şekillendirmektedir. Bakım evde ve kadınlar tarafından sunulan bir hizmete dönüşmektedir. Kamu, bakım hizmet sunum sorumluluğunu almak ve Öneriler: desteklemek zorundadır ancak bunu yaparken bu sorumluluğu kadına yükleyen anlayıştan uzaklaşması gerekmektedir. Net meslek tanımı yapmak ve buna uygun eğitim programları geliştirmek: Bu Sigorta ve ücretler/ hizmetin maliyeti:Bakım hizmetlerinin sektörleşebilmesi için özellikle yatılı bakım hizmeti sunan işgücü açısından çok önemlidir. Çalışma 24 saate ve bu işlerde kayıt-dışı çalışmanın önlenebilmesi ve enformel ağların etkisinin yayılmakta ve neyin görev neyin değil olduğu bilinmemektedir. Meslek tanımıyla azaltılabilmesi için hizmetin maliyetinin (ücret artı sigorta) tümünün veya önemli ilişkili şekilde evde bakım işlerine yönelik meslek eğitimlerinin lise, yüksekokul, bir kısmının devletçe karşılanması gerekmektedir. Talep araştırmasının ortaya üniversite düzeyinde geliştirilmesi gerekmektedir. Meslek eğitimli elemanların çıkardığı önemli bir sonuç, farklı sosyo-ekonomik statüdeki tüm hanelerde çocuk, çoğalması evde bakım işlerinin profesyonelleşmesine katkı sağlayıcı olacaktır. Ancak yaşlı, hasta ve engelli bakımı için bu hizmetin çok önemli olduğu ve gereksinim mevcut halde bu hizmetlerde çalışmak isteyen, çalışmaya hazır olan kadınların olduğunu düşünmeleri ancak ödenecek ücrete gelindiğinde hizmetin piyasa düşük eğitim ve becerileri nedeni ile çalışmaz hale gelmeleri olasıdır. Bu nedenle, değerinin çok altında bir ücreti ödeyebilecek olmalarıdır. Yani şiddetle gereksinim evde bakım hizmetlerinde çalışanların mesleki olarak tanımının yapılması, İŞKUR’a vardır ama ücret ve sigorta ödenmesi ailelerin “belini bükmektedir.” Bu nedenle de başvurmaları ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması, mesleğin tanımına bağlı olarak evde kadına yüklenen, evdeki kadını işgücüne katılmasını engelleyen bir neden/ da kolay, ucuz, erişilebilir beceri kazandırma ve belgeleme sisteminin geliştirilmesi görev haline dönüşmektedir. Ayrıca, hem arz hem de talep boyutunun gösterdiği gerekmektedir. Bu şekildeki düzenlemeler ve mesleki eğitimlere bu hizmetin de temel sonuç özellikle bu hizmette sigortanın önemli olduğudur. Ancak çalışan kadın katılması ve diplomalı bir hizmet haline dönüşmesi kadınların bu sektöre “iyi ve sigortalı olmanın maliyetini yüklenmek istememekte/veya aldığı ücretten sigorta insana yakışır iş” düzeyinde girmelerine katkı sağlayacaktır. kesilmesi halinde aldığı ücretin yeterli olmayacağını düşünmektedir. Talep boyutu da sigorta yapmak istemekte ancak bu yükü tek başına üstlenmek istememektedir. Bu Alternatif hizmetler geliştirmek: Evde bakım özellikle yaşlılara ilişkin olarak sadece nedenle sigorta maliyetinin kamu tarafından üstlenilmesi ve evde bakım hizmeti için bakım gereksinimi olanları değil kendi kendilerine bakabilme durumunda olanlar hanelere gelir desteği verilmesi önemli bir politika değişikliği olacaktır. Yurt dışındaki için de geliştirilmelidir. Bu kapsamda mobil hizmetlerin artırılması önemli olacaktır. uygulamalar da bu yöndedir. Alış verişe destek, bürokratik işlemlerinde kolaylaştırıcı çalışmalar gibi gereksinim odaklı ve yaratıcı çalışmaları içermelidir. Bu hizmetler için yerel yönetimler ve Sivil Ev içi bakım emeği yükünü görmek ve paylaşmayı olanaklı kılacak politik söylem Toplum Örgütlerinin katkısının alınması için çalışmalar yapılması faydalı olacaktır. geliştirmek: Yaşlılar, çocuklar ve engelliler için kurumsal bakım hizmetlerinin arttırılmasını istemek çok önemlidir. Ancak talep anketinin gösterdiği kişilerin bakım Ayrıca çok önemli bir konu evde bakım yükünün aile ve kadın için çok ağır olduğu hizmetlerini ağırlıklı olarak evde almak istedikleridir. Özel kurumların pahalı olduğu bilgisinden hareketle, çocuk, yaşlı veya engelliyi tüm gün evde bakmak yerine gündüzleri görülmektedir. Bu koşullar altında işyerinin ev olması emeğin görünmez olmasına, kısa dönemli bırakabilecekleri ve kendi işleri ile ilgilenebilecekleri çocuklar için kreş, yaşlılar çalışmaya ilişkin hakların alınamamasına ve işin tüm boyutları ile enformelleşmesine ve engelliler için gündüz bakımevlerini devreye sokmak önemli politika ayaklarından yol açmaktadır. Talebin evde bakım yönünde olduğunu söylemek tehlikeli bir birisidir. Yine bu şekilde bakım emeği kadınlar için daha kurumsal bir iş türü olabilecektir. söyleme dönüşme potansiyeli taşımaktadır. Geçtiğimiz yıllarda başlayan evde bakım uygulaması ile bir yandan ev içi bakım emeği yükünün ilk kez ulusal politika düzeyinde Bakım emekçilerine haklarına ilişkin bilgi sunmak: Bakım hizmetlerinde çalışanların kendi tanındığını görmek ve bu araştırmanın sonuçlarının da bu politikaya destek verdiğini örgütlerini kurma, bunlara üye olma ve faaliyetlerine katılma haklarını kullanabilmeleri için görmek önemlidir. Ancak bugün Türkiye’deki çözümün (engelli ve yaşlı bakım yasal düzenleme yapılması önemlidir (Erdoğdu veToksöz, 2013). Genel olarak dernekleşme desteği) kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik değil, cinsiyete dayalı iş bölümünü ve/veya örgütlenmeye ilişkin görüş ve beklentiler temenni düzeyindedir. “Olsa iyi olur”, daha da kurumsallaştırmaya hizmet ettiği görülmektedir. Kadınları (hanedeki engelli “isterdim ama hiç ilgilenmedim” şeklindedir. Yaşla ilgisinin olduğu görülmüştür. Bu tür ve yaşlının birinci derecede akrabası olan ve hanenin gelir testini geçmesi ve engelli dernekleşme ve örgütlenme işlerine daha genç yaşlarda girilmesinin faydalı olabileceği veya yaşlının iş göremeyen doktor raporu olması halinde) ev içi emekleri karşılığında ancak kendilerinin yaşında çok da anlamlı olmadığı düşüncesinin varlığını dikkate alan 39 yaklaşımlar geliştirmek önemlidir. “Hak arardım, yapardım ama bu yaştan sonra zor” KAYNAKÇA diyerek örgütlenmenin yaşla ilişkili zorluğunu dikkate almak gerekmektedir. Acar, F. (2010). “Türkiye’de Kadınların İnsan Hakları: Uluslararası Standartlar, Hukuk Örgütlenme konusunda uygulamada karşılaşılan engellerden ziyade bakım ve sektöründe çalışan kadınların profilleri arasında bir ilişki olduğu söylenebilir. Elbette Sivil Toplum.” Kadın Hakları Uluslararası Hukuk ve Uygulama: 13-22. yasal düzenlemeler ve uygulamada karşılaşılan güçlükler önemlidir ancak görüşülen kadınlar bu güçlüklere değinmemişlerdir. Genel olarak orta ve üstü yaşlarda sektöre Akalın, A. E. (2014). Türkiye’de Ev Hizmetlerinde Çalışan Göçmen Kadınların girdiklerinden, işlerini enformel bulduklarından ve işin enformel niteliklerine bağlı Toplumsal ve İktisadi Varoluş Stratejileri Üzerine Sosyolojik Bir Analiz. kazanımlar elde ettiklerinden dolayı kendilerini açıkça “ücretli işçi/çalışan” olarak Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı tanımlamamaktadırlar. Tüm nedenlere bağlı olarak katılım ve örgütlenme önünde (Yayınlanmamış Doktora Tezi). kültürel bir engelin olduğundan da söz etmek olanaklı gözükmektedir. Ancak bu düzenlemeleri, yasal örgütlenme haklarına dair bilgileri kadınlara ulaştıracak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın 2013-2017 Stratejik Planı, http://www. mekanizmaların mutlaka geliştirilmesi gerekmektedir. Kolay anlaşılır bilgilendirme sp.gov.tr/upload/xSPStratejikPlan/files/RwXEu+publication.pdf çalışmaları örgütlenme önündeki özellikle kültürel engelleri dikkate olarak genç yaş grubu kadınlar öncelikli olacak şekilde yapılmalıdır. Atasü-Topçuoğlu, R. (2010). “Kapitalizm ve Ataerkillik Enformel Alanda Nasıl Eklemlenir? Bilinçli Saklama ve Saklayarak Değersizleştirme Bakım emeği talep edenleri de bilgilendirmek: Bilgilendirme çalışmalarına gereksinim Mekanizmalarının Ev Eksenli Çalışmada İşleyişi” (Derl.: Saniye Dedeoğlu duyan sadece ücretli çalışan kadınlar değildir. Talep boyutu çalışmasının gösterdiği ve Melda Yaman Öztürk), Kapitalizm, Ataerkillik ve Kadın Emeği: Türkiye ev içi alanda ücretli istihdama, koşullarına, yasal yükümlülüklere ilişkin bilgi düzeyinin Örneği içinde (ss.79-132), İstanbul: Sosyal Araştırmalar Vakfı. düşük olduğudur. Bu nedenle bu tür bir istihdam gereksinimi olduğunda tanıdıklar ilk başvurulan yol olmaktadır. Evde bakım işlerinin profesyonelleşebilmesi için talep Başlevent, C., & Onaran, Ö. (2003). “Are married women in Turkey more likely to boyutunu dikkate alan bilgilendirici çalışmaların arttırılması gerekmektedir. Özellikle become added or discouraged workers?”, Labour, 17(3), 439-458. hukuksal konularda danışmanlık yapmak amacıyla destek ve danışmanlık hizmet birimlerinin oluşturulması faydalı olacaktır. Bora, A. (2005). Kadınların Sınıfı, Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası, İstanbul: İletişim Yayınları. Bakım emeğinin maliyetini paylaşmak: İşyeri ev olduğu için, kayıtlı çalışmanın ve çalışma koşullarının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından denetlenebilmesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2014 Yılı Eylem Planı için özel düzenlemeler getirilmesi, ancak sadece işvereni zora sokacak bir denetim http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/ değil maliyet yükünü paylaşmak gibi teşvik edici olması da gereklidir. csgb/hizmetlerimiz/yayinlar/2014_mep Aracı firmalar da önemli bir paydaş olarak görülmelidir: Aracı firmaların işçi-işveren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 2014-2018 Stratejik Planı karşılaştırmasında işveren bilgi havuzu da oluşturmaları, ayrıca işverenin kötü http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/ muamele ve sigortasız çalıştırmaya ilişkin eylemleri üzerinde emek yanlı çalışma sgb/dosyalar/strplanyeni yapmalarını sağlayıcı yasal düzenlemelerin yapılması da faydalı olacaktır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, 2014-2023 Daha fazla araştırma yapılması ve sektöre ilişkin veri toplanması: Son olarak bu Ulusal İstihdam Stratejisi Belgesi çalışma kentsel alanda arz ve talep boyutlarını ele almıştır. Kırsal alanlara ilişkin bilgi http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2014/05/20140530-7-1.pdf ise sunmamaktadır. Ancak özellikle yaşlı bakım konusu dikkate alınarak kırsal alanları içeren çalışmalar da yapılması gerekmektedir. Gençlerin kentlere göçtüğü, neredeyse Daly, M., & Lewis, J. (2000). “The concept of social care and the analysis of tüm kırsal alanın yaşlılara terk edildiği bir dönemde, yaşlı ve engelli bakımı kırsalda contemporary welfare states”. The British journal of sociology, 51(2), 281- giderek daha da önemli bir hal almaktadır. Bu nedenle kırsala yönelik mobil veya 298. kalıcı bakım hizmetlerinin geliştirilmesi de gerekmektedir. 41 K Dayıoglu, M. (2000). “Labor market participation of women in Turkey”. Gender and İlkkaracan, İ. (2010). “Uzlaştırma Politikaları Yokluğunda Türkiye Emek Piyasasında Identity Construction: Women of Central Asia, Caucasus and Turkey. The Toplumsal Cinsiyet Eşitsizlikleri”. İpek İlkaracan (der) Emek Piyasasında Netherlands: ES Brill. Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Doğru İş ve Aile Yaşamını Uzlaştırma Politikaları, İstanbul. Dedeoğlu, S. (2009). “Toplumsal cinsiyet rolleri açısından Türkiye’de aile ve kadın emeği”. Toplum ve Bilim 86, Güz: 139-170. İlkkaracan, İ. (2012). “Feminist Politik İktisat ve Kurumsal İktisat Çerçevesinde Türkiye’de Kadın İstihdam Sorununa Farklı Bir Yaklaşım (201-220)”. Derl.: DPT ve DB (2009). Türkiye’de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyici Gülay Toksöz ve Ahmet Makal), Geçmişten Günümüze Türkiye’de Kadın Faktörler ve Politika Çerçevesi. Rapor No: 48508TR. Emeği içinde, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınevi. Ecevit, Y. (1998). “The Impact of Restructuring of Women’s Labour in Turkey since İnce, M. ve Demir, M.H. (2006). “The Determinants of Female Labor Force: Emprical 1980’s”, Women and Work in Mediterranean Conference. Evidence from Turkey”, Eskisehir Osmangazi University Journal of Faculty of Economics and Administrative Sciences, 1, 71 – 90, in the Middle East Ecevit, Y. (2012). “Feminist Sosyal Politika Bağlamında, Türkiye’de Çocuk Bakımı and North Africa, Eds. Moghadam, V.M., Lynne Reinner Publishers, Boulder. ve Eğitimine İki Paradigmadan Bakmak (220-266)”. Derl.: Gülay Toksöz ve Ahmet Makal), Erdem, Z., Şahin, L. (2008). “Ev Hizmetlerinde Yabancı İşgücü Kalaycıoğlu, S. (2007). “Women, Gender and the Informal Sector: Turkey”. İstihdamı”. Kamuİş 10/2: 43-78. Encyclopedia of Women and Islamic Cultures (EWIC) Vol : 4, General Edi. : Suad Joseph, E.J. Brill:Leiden, Netherlands, Pages : 194-195. Erdoğdu, S.,Toksöz, G. (2013). Kadınların Görünmeyen Emeğinin Görünen Yüzü: Türkiye’de Ev İşçileri. ILO, Ankara. Kalaycıoğlu, S. Çelik, K. (2011). “ Role of Gender in Precarity”. In Precarity: More Than a Challenge of Social Security: Or Cynicism of EU’s Concept Erdut, T. (2005). “İşgücü Piyasalarında enformelleşme ve Kadın işgücü”. Çalışma ve of Economic Freedom, Eds. P. Herrmann& S. Kalaycıoğlu, Europaischer Toplum, 3, /11-49. Hochschule Verlag Gmb Hand Co. KG, ss. 131-147, Germany. Erdut, Z. (2007). “Enformel İstihdamın Ekonomik, Sosyal ve Siyasal Etkileri”. Çalışma Kalaycıoğlu, S., & Rittersberger, H. (1998). “İş İlişkilerine Kadınca Bir Bakış: Ev ve Toplum, 12, /1:53-82. Hizmetinde Çalışan Kadınlar”. 75 Yılda Kadınlar ve Erkekler, 225-235. Gökbayrak, Ş. (2009). “Refah Devletinin Dönüşümü ve Bakım Hizmetlerinin Kalaycıoğlu, S., Rittersberger, H. (2012). “Enformel Sektörde Yapılan Bir İş Biçimi Görünmez Emekçileri Göçmen Kadınlar”. Çalışma ve Toplum, 2: 55-81. Olan Ev İşçiliğinde Değişen Dinamikler”, içinde Meslek Sağlığı ve Güvenlik Dergisi, Türk Tabipler Odası, Ankara. Heintz, J., & Pollin, R. (2003). Informalization, economic growth and the challenge of creating viable labor standards in developing countries. ILO (2010). Kalaycıoğlu, S.; Tol, U; Küçükural, Ö.; Cengiz, K. (2003). Yaşlılar ve Yaşlı Yakınları Women in Labor Markets: Measuring Progressand Identifying Challenges, Açısından Yaşam Biçimi Tercihleri. TÜBİTAK-TUBA- UNFPA, Ankara March, First ed., Geneva, http://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/-- -ed_emp/---emp_elm/trends/documents/publication/wcms_123835. Kalaycıoğlu, S.;Rittersberger-Tılıç, H. (2001). Cömert “Ablaların” Sadık “Hanımları”. pdf,(02.02.2015). Evlerimizdeki Gündelikçi Kadınlar. Su Yayınları: Ankara Inglehart, R., & Norris, P. (2003). Rising tide: Gender equality and cultural change around the world. Cambridge University Press. İlkkaracan, İ. (1998). “Göç, Kadının Ekonomik Konumu, Hareket özgürlüğü ve Aile İçi Güç Dinamikleri”. İktisat, 377:62-67. 43 Karakoyun, Y. (2007). Esnek Çalışma Yoluyla Kadınların İşgücüne Katılım Oranının Toksöz, G. (2007). Türkiye’de Kadın İstihdam Durumu Raporu. ILO, Ankara.TUİK ve İstihdamının Artırılması: İŞKUR’un Rolü. Uzmanlık tezi, Ankara: İŞKUR (2009). Yoksulluk Çalışması Sonuçları, www.tuik.gov.tr. 19.04.2015. yayını KEİG (2013). Türkiye’de Kadın Emeği ve İstihdamı: Sorun Alanları TUİK (2011). 2010 Yaşam Memnuniyeti Araştırması, T.C. Başbakanlık Türkiye ve Politika Önerileri 2. http://www.keig.org/content/raporlar/2013%20 İstatistik Kurumu Haber Bülteni, S.47. politika%20metni%20keig.pdfKEİG (214). Esnekleşme ve Enformelleşme Kıskacında Türkiye’de Kadın Emeği ve İstihdamı: Politika Metinleri Çerçevesinde Bir Analiz. http://cms2.ka-der.org.tr/file/keig%20politika%20 TUİK Hanehalkı İşgücü Araştırması (2009) Ocak Dönemi Sonuçları (Aralık 2008, raporu%202014%20web.pdf Ocak, Şubat 2015). Kümbetoğlu B., İnci, U., Aylin, A. (2012). “Gıda, Tekstil ve Hizmet Sektörlerinde Kayıtdışı Çalışan Kadın İşçiler (305-359)”. A. Makal, G.Toksöz (Der.) TÜSİAD (2008). Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği: Sorunlar, Öncelikler ve Geçmişten Günümüze Türkiye’de Kadın Emeği içinde. Ankara Üniversitesi Çözüm Önerileri. Yayınları, Ankara. Yeates, N. (2004). ‘Global Care Chains: critical reflections and lines of enquiry’. Kümbetoğlu, B. (2005), Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve International Feminist Journal of Politics, 6:3: 369-391. Araştırma, İstanbul: Bağlam Yayıncılık. Özbay, F. (2012). “Türkiye’de Ev Emeğinin Dönüşümü: Ondokuzuncu Yüzyıldaki Osmanlı Ev Kölelerinden Günümüzdeki Kaçak Göçmen İşçiye (116-159)”. Derl.: Gülay Toksöz ve Ahmet Makal), Geçmişten Günümüze Türkiye’de Kadın Emeği içinde, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınevi. Özyeğin G. (2004). Başkalarının Kiri, Kapıcılar, Gündelikçiler ve Kadınlık Halleri. İstanbul: İletişim Yayınları. Razavi, S. (2007). “The political and social economy of care in a development context: Conceptual issues, research questions and policy options”. United Nations Research Institute for Social Development, Gender and Development Programme Paper Number 3. Rittersberger, H.; Kalaycıoğlu, S. (2012). “Çocuk ve Yaşlı Bakıcıları: Enformel Sektördeki Kadınlar”, içinde Türkiye’de Refah Devleti ve Kadın (yayına hazırlayan, Dedeoğlu, S.; Elveren, A. Y.), Ankara: İletişim yayınları Rittersberger-Tılıç, H.; Kalaycıoğlu, S.; (2012) “Child and Elder Care Providers: Women in the Informal Sector” in Gender and Society in Turkey: The Impact of Neoliberal Policies, Politica lIslam and EU Accession, (eds.) Dedeoğlu, S. and Elveren, A.Y.,I.B. Tauris: London. Saraceno, C. (Ed.). (2008). Families, ageing and social policy: Intergenerational solidarity in European welfare states. Edward Elgar Publishing.