75447 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Planlama Teşkilatı ve Dünya Bankası Refah ve Sosyal Politika Analitik Çalışma Programı Çalışma Raporu Sayı: 4 Eğitimde Fırsat Eşitsizliği: Türkiye Örneği Francisco H. G. Ferreira Dünya Bankası Jérémie Gignoux Dünya Bankası Ankara, Mart 2010 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Planlama Teþkilatý ve Dünya Bankasý Refah ve Sosyal Politika Analitik Çalýþma Programý Çalýþma Raporu Sayý: 4 Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði Francisco H. G. Ferreira Dünya Bankasý Jérémie Gignoux Dünya Bankasý Ankara, Mart 2010 * Bu rapor �ngilizce orjinalinden tercüme edilmiþtir. ã 2010 Uluslararasý �mar ve Kalkýnma Bankasý Dünya Bankasý 1818 H Street, NW Washington, DC 20433 Tüm Haklarý Saklýdýr. Dünya Bankasý, Evrensel Telif Haklarý Sözleþmesi’’nin 2. Protokolü çerçevesinde bu belge üzerinde telif hakkýna sahiptir. Bu belge, yalnýzca Dünya Bankasý üye devletlerinde araþtýrma, eðitim ya da bilimsel amaçlarla çoðaltýlabilir. Bu rapordaki bilgiler revizyona tabidir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði iii Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði �çindekiler Özet ...................................................................................................................................................................... v 1. Giriþ ..................................................................................................................................................................... 1 2. Veriler ................................................................................................................................................................. 3 3. Doðuþtan Gelen Koþullar ve Okula Kayýt ........................................................................................................... 4 4. Eðitimde Baþarýya �liþkin Fýrsat Eþitsizliði ......................................................................................................... 6 5. Sonuçlar............................................................................................................................................................... 9 Kaynakça ................................................................................................................................................................. 11 Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði v Anahtar Sözcükler Fýrsat Eþitsizliði; Eðitim; Okula Kayýt, Baþarý; Türkiye JEL Sýnýflandýrmasý D39, D63, I21 Özet Bu makale, hem eðitim seviyesini (nicelik) hem de eðitimde baþarýyý (nitelik) göz önünde tutarak, Türkiye’de eðitimdeki fýrsat eþitsizliðinin düzeyini ölçmeyi hedeflemektedir. Nüfus ve Saðlýk Araþtýrmasý (TNSA) verileri kullanýlarak, yaþ-kayýt oraný grafiklerinin cinsiyet, bölge ve aile altyapýsýna göre büyük farklar gösterdiði ortaya konmuþtur. Cinsiyete dayalý fark, özellikle doðu illerinde, kýrsal kesimlerde ve daha yoksul ve daha geniþ hanelerde belirgindir. PISA verileri, ahlaki açýdan ilgisi olmayan koþullarýn da baþarýyý etkilediðini göstermektedir. Örneklem seçimini düzeltmek için kullanýlan prosedür ve test yapýlan branþa (Türkçe, matematik ya da fen bilgisi) baðlý olarak, test sonuçlarýnda bu tür koþullarla açýklananan varyans payýnýn alt sýnýrý dörtte bir ile üçte bir arasýnda deðiþmektedir. Bu koþullar arasýnda eþitsizliðin en büyük kýsmýný açýklayanlar, ebeveynlerin eðitim durumu, babanýn mesleði ve sahip olunan kitaplar, kültürel varlýklar ve elektronik cihazlar gibi aile altyapýsýna iliþkin deðiþkenlerdir. Aile yapýsý kontrol edildiði zaman, mekansal konumun önemi hatýrý sayýlýr oranda düþmektedir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 1 1. Giriþ alanda, mantýksal olarak son çýktýlardan önce gelen bir alanda, eþitliði gerektirir. Aþýrý basitleþtirmek pahasýna 1. Eþitlik-büyüme iliþkisine dair sorular en az ekonomi söylersek, bu mantýksal öncül alana yönelik arayýþlar 3 disiplininin kendisi kadar eskidir. David Ricardo (1817) bizi temel ürünler (Rawls), yapabilirlikler (Sen), Politik Ekonominin Temelleri adlý eserinin önsözünde kaynaklarýn eþitliði (Dworkin) ve fýrsat eþitliði (Arneson þöyle demiþtir: ve Roemer) kavramlarýna götürmüþtür. “Topraktan elde edilen ürün – iþ gücü, makineler ve 4. Her ne kadar bu farklý daðýlým ve paylaþým alanlarý sermaye aracýlýðýyla topraktan elde edilen herþey – üzerine zengin ve köklü bir kavramsal literatür bulunsa üç toplumsal sýnýf arasýnda bölüþülmektedir: toprak da, bunun uygulamalý ekonomi üzerine etkisi oldukça sahipleri, topraðýn iþletilmesi için gerekli olan mal sýnýrlý kalmýþtýr. Amartya Sen’in, bizi “metalardan ya da sermaye sahipleri ve topraðý iþleyen iþçiler”. yapabilirliklere” götürmek için gösterdiði insanüstü çabaya raðmen, iþin kolayýna kaçarak ‘kayýp anahtarlarý “Ancak ürün toplamýnýn bu sýnýflar arasýnda hangi ýþýðýn olduðu yerde arama’ eðilimi gücünü büyük ölçüde oranlarda bölüþüleceði, toplumun farklý aþamalarýnda korumaktadýr. Gelirlerin ve tüketim giderlerinin kesin […]önemli farklýlýklar gösterecektir… Bu daðýlýmý olarak hesaplanmalarý zor olmakla beraber, düzenleyen yasalarý belirlemek Politik Ekonomi’nin gözlemlenmeleri ve ölçülmeleri, yapabilirlikler ve 1 temel problemidir.” fýrsatlar gibi kavramlara göre çok daha kolaydýr. 2. Kalkýnma ve daðýlým arasýndaki baðlantýlarý 5. Bu durumun yakýn zamanda deðiþmeye baþladýðýný anlamaya yönelik çabalar modern ekonomi disiplini ve bu deðiþimi büyük ölçüde fýrsat eþitliði kavramýnýn için de merkezi bir önem taþýr. Lewis (1954), Kuznets resmileþtirilmesine, dolayýsýyla bu sürecin baþ mimarý (1955) ve bunlarý izleyen birçok araþtýrmacý, ekonomik olan John Roemer’e (1998) borçlu olduðumuzu büyümeden ve bununla iliþkili yapýsal deðiþim düþünüyoruz. Resmileþtirilmiþ fýrsat eþitliði kavramý, örüntülerinden gelir daðýlýmýna doðru olan nedenselliði hanehalký verileri kullanarak iþlevselleþtirilebilir. incelemiþtir. Daha yakýn zamanda geliþen literatür ise, Hanehalký verilerinin elde edilmesi, tüketim ya da gelir tersi yöndeki, yani farklý derecedeki eþitsizliklerden verilerine göre daha zahmetli olsa da, halihazýrda bir ekonomik büyüme oranýna ve bu büyümenin doðasýna 2 çok ülkede mevcuttur. doðru olan nedensellik üzerine odaklanmýþtýr. 3. Ancak 1990’larda, ana akým ekonomi disiplininde 6. Roemer, ele alýnan belirli bir çýktýyý/sonucu avantaj gelir eþitsizliðinin rolü yeniden popülarite kazanýrken olarak adlandýrýp, bu avantajýn belirleyenlerini normatif (bu konuda bkz. Atkinson, 1997), ayný zamanda birçok olarak ikiye ayýrýr. Özüne indirgendiðinde, Roemer’in sosyal bilimci, filozof ve hatta ekonomist, temel eþitsizlik fýrsat eþitliði tanýmý bu ayrýma dayanýr. Kýsmen de olsa olarak gelir alanýndaki eþitsizliði –ya da faydalar alanýnda bireysel iradeye baðlý olan belirleyenleri (yani bir ölçüde tahayyül edilen eþitsizliði- alan anlayýþý sorgulamaya bireysel seçimlere ya da mesuliyetlere tabi olan baþlamýþtýr. Rawls’u (1971) temel alan Sen (1980) ve belirleyenleri) ‘çabalar’ olarak adlandýran Roemer, birey Dworkin (1981) gibi önemli yazarlar þu önemli soruyu iradesinden tamamen baðýmsýz olan belirleyenlere de sormuþtur: toplumlar ne tür bir eþitliði -ya da neyin ‘koþullar’ der. Bir toplumda fýrsat eþitliði olduðunu eþitliðini- hedeflemeliler? Eðer bireysel çýktýlar – gelirler söyleyebilmek için, o toplumda koþullarýn avantaja ve daha genel olarak refah düzeyi gibi – kýsmen de olsa eriþim süreci üzerinde belirleyiciliði olmamasý gerektiðini bireysel kararlarýn bir sonucuysa ve bireysel öne sürer. Böyle bir durumda, avantajlar bakýmýndan sorumluluðun ahlaki bir rolü ve önemi varsa, bu du- bazý eþitsizlikler olacaktýr. Ancak bu tür eþitsizlikler rumda toplumsal adalet temelinde eþitlik, bir baþka koþullardaki deðil çabalardaki farklýlýklara atfedilebilir. 1 David Ricardo, Giriþ, Principles of Political Economy, 1817 (1911 baskýsý, s.1), Atkinson ve Bourguignon (2000) tarafýndan Handbook of Income Distribution adlý eserlerinin Giriþ kýsmýnda alýntýlandýðý gibi. Atkinson ve Bourguignon çok iyi bilinen bu alýntýyla söze baþlamýþ olmanýn cazibesinden kurtulamamýþ olmaktan dolayý okuyucudan biraz özür diler gibiler– bu nedenle tam da burada bu özrü daha açýkca dilememiz gerekir. 2 Bu literatür, Loury (1981) ve Galor ve Zeira (1993) öncü çalýþmalarý da dahil olmak üzere, ekonomiyi ve Engermann ve Sokoloff (1997) çalýþmasý da dahil olmaz üzere, ekonomi tarihini de kapsamaktadýr. Sözkonusu literatür üzerine çok fazla deðerlendirme çalýþmasý yapýldýðý için bu yazýnýn sýnýrlarý, yapýlan taramalarýn taramasýný vermeye bile yetmeyecektir. Son zamanlarda yapýlan güzel bir tarama çalýþmasý Voitchovsky (2005)’dir. 3 Çevirenin notu: Sen’in capability kavramý kapasite ya da yetkinlik olarak da çevrilmektedir. Kulaða daha aþina gelse de bu terimler kavramý yeterince karþýlamamaktadýr. Bu nedenle görece yeni bir kavram olan yapabilirlik tercih edilmiþtir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 2 7. Yukarýda bahsettiðimiz tanýmýn önemli bir nicelik ya da eðitim seviyesi (bunlarý okula kayýt oraný- istatistiksel sonucu vardýr: olasýlýktaki büyük sayýlar yaþ profillerinden elde etmekteyiz) ve nitelik ya da yasasý gereði fýrsat eþitliði, avantaj daðýlýmýnýn baþarý (bunlarý da standart test sonuçlarýna göre koþullardan baðýmsýz olmasýný gerektirir. Bu istatistiksel belirlemekteyiz). Sahip olduðu veriler ve kendine özgü sonuçtan dolayý Roemer’in uygulamalý ekonomi alanýnda diðer nedenlerden dolayý, Türkiye böyle bir çalýþma çalýþanlar üzerindeki etkisi daha da artmýþtýr. Gelir, için birçok ülkeden daha uygundur. Türkiye Nüfus ve eðitim durumu, saðlýk durumu gibi bazý avantajlar ve Saðlýk Araþtýrmasý (TNSA) 2003/4’den elde edilen ýrk, cinsiyet, aile altyapýsý, doðum yeri gibi bazý koþullar okula kayýt oranlarý ve Uluslararasý Öðrenci yeterince büyük örneklemlerde gözlenebildiði ölçüde, Deðerlendirme Programý (PISA) 2006’dan alýnan baþarý stokastik baðýmsýzlýk hipotezi istatistiksel olarak test göstergeleri gibi çok iyi verilere sahiptir. Bunlarýn her edilebilir (bkz. Lefranc, Pistolesi ve Trannoy, 2008). ikisi de ilerleyen bölümlerde ayrýntýlý olarak ele alýnmýþtýr. Ek olarak, koþullar bakýmýndan (kendi içinde) türdeþ olan gruplar (Roemer bunlarý türler olarak 11. Bu verilerin analizinden çýkan sonuç fýrsat adlandýrmaktadýr) arasýndaki eþitsizliklerin fýrsat eþitsizliðinin karmaþýklýðýdýr. Okula kayýt oranýnýn eþitsizliðiyle iliþkilendirilebildiði durumlarda, fýrsat eþitsizliði kavramý, sonuçlarý itibariyle de olsa, kardinal cinsiyet, bölge ve aile altyapýsý bakýmýndan gösterdiði olarak, yani sayýsal büyüklük olarak, ölçülebilir. Bir farklar, öðrenci baþarý oranýndaki farklarla birleþerek baþka deyiþle, belirli bir avantajdaki eþitsizliðin bir karmaþýk bir yapý oluþturmaktadýr. Ancak koþullarýn kýsmý, söz konusu çýktýya, yani avantaja, eriþim sürecine hepsi sonuca ayný þekilde etki etmediði gibi, dýþlama dair fýrsat eþitsizliðiyle iliþkilendirilebilir (bkz. örüntüleri de her zaman ilk bakýþta göründükleri gibi Bourguignon, Ferreira ve Menendez, 2007; ve Ferreira deðildir. Cinsiyet, kayýt oranlarýndaki farklarý açýklayan ve Gignoux, 2008). temel deðiþken olsa da baþarý düzeyinin açýklanmasýnda ayný durum sözkonusu deðildir: kýz çocuklarý okula 8. Eþitsizliði, sosyal adaletin deðerlendirmesine kayýt olabildikleri takdirde baþarý açýsýndan erkek normatif olarak daha uygun bir alanda ampirik olarak çocuklardan geri kalmamaktadýr (seçim kontrol teþhis eden, betimleyen ve niceleyen bu literatürün, edilmediði takdirde daha da baþarýlý olmaktadýrlar). sosyal adalet temelinde eþitliði ekonomik bakýþ açýsýyla Kayýt oranlarý bakýmýndan bölgeler arasý farklar mutlak anlama yönünde önemli katkýlarda bulunduðunu olarak büyük olsa da, diðer koþullar kontrol edildiðinde düþünüyoruz. Zaman içinde, bu ampirik ölçümler, bu farklar istatistiksel olarak anlamlý olmamaktadýr. daha öncesinde gelir ve malvarlýðý eþitsizliklerinin �ster babanýn mesleði ya da mal varlýðý, isterse iliþkilendindirilmesine benzer bir þekilde, büyüme ve ebeveynlerin eðitim durumlarý üzerinden ölçülsün, aile kalkýnma gibi daha geniþ süreçlerle bile iliþkilendirilebilir. altyapýsýnýn çocuklarýn, özellikle de kýz çocuklarýnýn, eðitimi üzerindeki etkisi büyüktür. Bu kavramlarý 9. Biz bu çalýþmada, fýrsat eþitsizliðinin ölçümüne elimizdeki bu zengin veri kaynaklarýna uygulayarak yönelik kardinal (sayýsal) yaklaþýmýn kapsamýný, gelir Türk toplumu ve bu toplumdaki fýrsat eþitsizliklerinin dýþýnda baþka bir avantaja, yani eðitime doðru 4 doðasý hakkýnda pek çok þey öðrenebiliriz. geniþletiyoruz. Bireyler için eðitimin kendi içinde bir deðeri olduðundan, Roemer’in bakýþ açýsýyla bir avantaj olarak deðerlendirilebilir. Eðitim, saðlýk ve gelirler gibi 12. Bu çalýþmanýn geri kalan kýsmý þu þekilde diðer çýktýlarýn baþarýsý bakýmýndan açýkca ortaya düzenlenmiþtir: Bölüm 2, bu analizde kullanýlan üç veri konmuþ araçsal bir öneme sahip olduðu için, fýrsat setini kýsaca betimlemektedir. Bölüm 3’de her bir koþul döngüsünü de güçlendirmektedir. ve okula kayýt oraný arasýndaki korelasyon örüntülerine yer verilmektedir. Bölüm 4, kýsaca fýrsat eþitsizliði 10. Eðitim, ölçülmesi zor bir kavramdýr ve bu çalýþma ölçümünü tartýþmakta ve bunu eðitim baþarýsýna eðitimin iki ana eksen boyunca daðýlýmýný incelemektedir: uygulamaktadýr. Bölüm 5 ise sonuçtur. 4 Tansel (2002) ve Kýrdar (2007) da dahil olmak üzere, Türkiye’de okula kayýt oranýnýn belirleyenleri üzerine yakýn geçmiþte oluþturulmuþ bir literatür mevcuttur. Biz burada, spesifik koþullarýn okula kayýt oraný üzerindeki etkilerini ölçmeye çalýþmak yerine eðitimde fýrsat eþitsizliðinin betimlenmesi ve ölçümü üzerine odaklanarak biraz daha farklý bir yaklaþým benimsiyoruz. Yine de betimleyici bulgularýmýzdan bazýlarý literatürdeki bulgulara yakýndýr. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 3 2. Veriler 15. Bölüm 4, Türkiye için 2006 Uluslararasý Öðrenci Deðerlendirme Programý (PISA) veri setinde bulunan 13. Analizde üç farklý araþtýrmadan elde edilen veriler standart test sonuçlarýný esas alan eðitim baþarýsý kullanýlmaktadýr. Bölüm 3, Hacettepe Üniversitesi Nüfus bilgilerini analiz etmektedir. PISA araþtýrmasý, Ekonomik Etütleri Enstitüsü tarafýndan Aralýk 2003 ve Mart 2004 �þbirliði ve Kalkýnma Örgütü (OECD) tarafýndan, Mart tarihleri arasýnda gerçekleþtirilen en son Nüfus ve Saðlýk ve Kasým 2006 tarihleri arasýnda, 56 ülkeyle eþ zamanlý Araþtýrmasýný (TNSA) kullanarak yaþa göre okula kayýt olarak, Türkiye’deki okullarda gerçekleþtirilmiþtir. oranlarýna iliþkin profilleri oluþturmaktadýr. Verilerin Araþtýrmada okula kayýtlý 15 yaþýnda, 7 ya da daha üst elde edildiði 10,836 hanelik örneklem, hem ulusal hem sýnýflardaki 4,912 çocuktan oluþan bir örneklem de bölgesel (batý, güney, orta, kuzey ve doðu bölgeleri) kullanýlmýþtýr. Çocuklarýn hepsi Türkçe, matematik ve düzeylerde genel nüfusu temsil etme özelliðine sahiptir. fen bilgisi testlerinden geçirilmiþtir. PISA veri seti, test Tüm hanehalký üyeleri için nüfusun temel sosyo- sonuçlarýna ek olarak, anne ve babanýn eðitimi, babanýn ekonomik karakteristiklerine iliþkin bilgiler toplanmýþtýr. mesleði, evde bulunan kitap sayýsý, dayanýklý mallar ve Buna ek olarak 15 ila 49 yaþ arasýndaki tüm evli kadýnlar “sahip olunan kültürel varlýklar” dâhil olmak üzere aile nüfus ve saðlýkla ilgili ayrýntýlý bir anketi cevaplamýþtýr. altyapýsý ve öðrencinin cinsiyeti ile ilgili bilgiler de 8 Sözkonusu kadýnlarýn sayýsý 8075’tir. vermektedir. Okulun yerine iliþkin deðiþkenler de, öðrencileri kýrsal ve kentsel (ve hatta küçük ve büyük 14. Okula kayýtla ilgili bilgiler, 6 ila 24 yaþ arasýndaki þehirler) ayrýmýna ve ülkenin coðrafi bölgelerine göre 9 18,376 hanehalký üyesinden toplanmýþtýr. Bu çocuk ve tasnif etmemizi saðlar. gençlerin tamamý için izleyen koþul deðiþkenleriyle ilgili bilgiler toplanmýþtýr: cinsiyet, ikamet edilen bölge, 16. PISA örneklemi ülke genelinde 7 ve daha üst ikamet yerinin türü, anne ve babanýn eðitim düzeyleri, sýnýflara kayýtlý 15 yaþýndaki nüfusu temsil etmektedir. hanedeki çocuk sayýsý, annenin ana dili ve hanenin Bununla birlikte, kayýt olmayanlar, tekrarlar ve örneklem varlýk düzeyi. �kamet edilen bölgeyi Güney, Kuzey, tasarým meseleleri gibi nedenlerden dolayý, örneklemin Orta, Batý ve Doðu olmak üzere beþ geniþ kategoriye kapsama oraný (yani araþtýrmanýn temsil ettiði nüfusun ve ikamet yeri türlerini kýrsal, küçük kentsel ve büyük 15 yaþýndakilerin toplamýna oraný) Türkiye’de sadece 5 %47’dir. Asýl endiþe verici olan ise kayýt ve tekrar için þehirler olmak üzere üç kategoriye ayýrdýk. Ebeveynle ilgili eðitimi de üç kategoride kodladýk: eðitimi olmayan öðrencilerin rassal bir þekilde seçilmemiþ olmalarýdýr. ya da eðitim düzeyi bilinmeyen, ilköðretim ve, orta Aþaðýda, Bölüm 4’deki analizde elde edilen sonuçlar, (lise) ya da yüksek öðretim. Annenin ana dili, Türkçe PISA araþtýrmalarý temelinde geliþen literatürdekilere ya da baþka bir dil olarak ve hanedeki çocuk sayýsý: 1 benzer bir þekilde, daha çok örneklemin temsil ettiði 6 evren için geçerlidir. Bununla birlikte, eðitimde baþarý ya da 2; 3 ila 5 ve 6 ya da daha çok olarak kodlandý. Hanehalkýnýn varlýk düzeyi, hanenin sahip olduðu düzeyine iliþkin fýrsat eþitsizliðini ölçerken karþýlaþýlan dayanýklý mallara, evin genel kalitesine ve hayatý seçim yanlýlýklarýný düzeltmek için oluþturulan iki kolaylaþtýran olanaklara eriþime iliþkin bilgiler alternatif çalýþmayý da burada sunuyoruz. kullanýlarak oluþturulan temel bileþenler analizinden elde edilen Filmer-Pritchett (2001) varlýk endeksiyle 17. PISA örneklemi için seçimleri düzeltmek amacýyla, ölçülmüþtür. Bu analizde, haneler esas olarak bu endeks iki-örneklemli yeniden aðýrlýklandýrma tekniðini ve 7 2006 Hanehalký Bütçe Araþtýrmasý’ndan (HBA) elde daðýlýmýna göre dört eþit parçaya bölünmüþtür. 5 TNSA’da, nüfusu 10,000’in üzerinde olan yerler kentsel alanlar olarak tanýmlanýrken, baþkent Ankara’ya ilave olarak �stanbul, �zmir, Bursa ve Adana da büyük þehir olarak kategorize edilmiþtir. Her ne kadar doðum yerine iliþkin bilgileri dýþ koþul olarak kullanmak, ikamet bölgesi bilgilerine göre daha uygun olsa da TNSA’da sadece ikamet bilgileri bulunmaktadýr. Çocuklar için bu iki grup veri arasýnda güçlü bir korelasyon olduðunu varsayýyoruz. 6 Hanedeki 18 yaþ altý çocuklar, hane reisi ya da eþinin çocuklarý olarak tanýmlanmýþtýr. 7 Bu varlýk endeksinin oluþturulmasýna ve daðýlýmýna iliþkin ayrýntýlar Ferreira ve Gignoux’da (2009) bulunabilir. 8 Ebeveyn eðitimi TNSA’da olduðu gibi sýnýflandýrýlsa da orta (lise) ve yüksek öðrenim ayrý kodlanmýþtýr. Babanýn mesleði, ISO 88 sýnýflandýrmasý temelinde üç gruba ayrýlmýþtýr: a) parlamenterler, kýdemli bürokratlar, uzmanlar, teknisyenler ve memurlar; b) hizmet sektörü çalýþanlarý, esnaf ve ilgili ticari çalýþanlar, atölye ve makine operatörleri ya da montajcýlar ya da çalýþmayanlar ve c) kalifiye tarým ya da balýkçýlýk iþçileri ya da vasýfsýz iþçiler. Dayanýklý tüketim mallarýna örnek olarak: bulaþýk makinesi, VCR/ DVD cihazlarý, cep telefonlarý, araba, bilgisayar ve TV sayýlabilir. Kültürel varlýklar: hane halkýnýn sahip olduðu edebi, sanat ve þiir çalýþmalarý olarak ele alýnmaktadýr. 9 Örneklem çerçevesindeki farklar nedeniyle, PISA araþtýrmasýnda TNSA’ya göre daha kaba bir bölgesel sýnýflandýrma kullanýlýp bütün ülke sadece üç ana kategoriye ayrýlmýþtýr: Batý, Orta ve Doðu. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 4 edilen verileri kullanmaktayýz. Bu araþtýrmada, 15 19. Þekil 1’deki diðer iki grafik, beþ farklý bölgede kýz yaþýndaki 683 bireyi içeren 8,500 haneden oluþan ve ve erkek çocuklarýn okula kayýt oranlarýný göstermektedir. ulusal temsil niteliðine sahip bir örneklem kullanýlmýþtýr. Grafiklerin genel þekli ve seyri bütün bölgeler için Kullanýlan koþul deðiþkenleri ise, cinsiyet, ikamet yeri benzerlik gösterse de, Doðu bölgesindeki kýz çocuklarýn 10 türü, ebeveyn eðitim düzeyi ve babanýn iþi gibi, PISA yaþ-okul kayýt oraný, ülkenin geri kalan her bir araþtýrmasýnda kullanýlanlara benzerdir. HBA örneklem bölgesindeki erkek ve kýz çocuklarýn kayýt oranýnýn altýnda seyrederek çarpýcý bir istisna teþkil etmektedir. aðýrlýklarýndan, farklý tür karakteristikler kümesine sahip Bu grubun kayýt oraný, tepe noktasýna %85’in biraz 15 yaþ gruplarýnýn (türlerinin) toplam ulusal nüfusu üzerinde, yani 9 yaþ için kayýt oranýnda, ulaþýrken, 15 hesaplanabilir. Bölüm 4’te bu farklý “türlerin” nüfus yaþla birlikte %40’ýn altýna inmektedir. Kýz çocuklarda, hesaplarý, seçimin eðitimde baþarýyla ilgili fýrsat diðer bölgeler arasýnda da farklar bulunmasýna raðmen eþitsizliði üzerine etkilerine dair iki alternatif hesaplama (erkeklerde benzer bir bölgeler arasý fark hemen hiç yöntemi oluþturmak için kullanýlmýþtýr. bulunmamaktadýr) bu durum, ülkenin geri kalaný ile Doðu bölgesi arasýndaki farka kýyasla önemsiz kalmaktadýr. 3. Doðuþtan Gelen Koþullar ve Okula 20. Þekil 2, bu farklýlýðý kentsel ve kýrsal alan ayrýmlý Kayýt grafiklerle (kentsel alanlarý, büyük þehir ve kent-kasaba ölçeðinde sýnýflandýrarak) daha ayrýntýlý bir þekilde ele 18. Eðitimde fýrsatlarýn daðýlýmýyla ilgili bir araþtýrmaya almaktadýr. En üstteki grafik (Þekil 2a) ülke genelindeki baþlamanýn makul yollarýndan biri, yaþ-okul kaydý sonuçlarý bir bütün olarak sunmaktadýr: büyükþehir ve profilinin nüfusu oluþturan alt gruplara göre nasýl kentler arasýndaki farklar önemsiz bir düzeyde kalýrken, deðiþtiðini incelemektir. Bu alt gruplar, öðrencilerin kýr-kent ayrýmýnda okula kayýt oraný azýmsanmayacak bireysel olarak kontrol edemedikleri karakteristiklerle, bir þekilde farklýlaþmakta, özellikle liseye geçerken yani koþul deðiþkenleriyle, tanýmlanmýþtýr. Þekil 1, daha da belirgin bir hale gelmektedir. Takip eden TNSA’dan alýndýðý haliyle, Türkiye’de 2006 yýlý grafikler kýzlara odaklanmakta, Doðu bölgesi (Þekil itibariyle 6–24 yaþ arasý toplam nüfus için bu profili 2b) ile diðer bölgeler (Þekil 2c) arasýndaki farklarý göstermektedir. En üstteki grafik, genel toplamla birlikte göstermektedir. Ülke genelinde kýzlar için, kýrsal kesimde cinsiyete göre daðýlýmý da göstermektedir. Çocuklarýn doðmuþ olmak bir dezavantaj ise de bu durum, Doðu %50’den biraz fazlasý 6 yaþýnda, geri kalan kýsým ise bölgesi dýþarýda tutulduðunda yalnýzca 13 yaþ ve yukarýsý 7 ve 8 yaþlarýnda okula kaydolmuþtur. 8-12 yaþ arasý için geçerli olmaktadýr. Kýrsal kesimde yaþayan kýz çocuklarýn ilkokul çaðlarýnda da okula gitmekten çocuklarýn hemen hemen tamamý okula kayýtlýdýr. Ancak alýkonduklarý (%20 civarý) tek bölge Doðu bölgesidir. kýz çocuklarýn %7’si, erkek çocuklarýn da %2’si en çok 15 yaþa gelindiðinde, ülkenin diðer bölgelerinde kentsel kaydýn gerçekleþtiði bu yaþ aralýðýnda bile hala okula alanlardaki kýz çocuklarýn yaklaþýk %80’i okula baþlayamamýþtýr. 13 yaþýndan (kabaca altýncý sýnýftan) kayýtlýyken, Doðu bölgesinde kentsel alanlarda itibaren okula kayýt sayýsýnda görülen kayda deðer %50’sinden biraz fazlasý ve kýrsalda ise %20’den azý düþüþ, 16 yaþýnda (lise eðitimi baþladýðýnda) daha da okula kayýtlýdýr. artmaktadýr. Lise bitirme yaþý olan 18’e gelindiðinde ise kayýtlý öðrencilerin oraný dörtte bire düþmektedir. 21. Türkiye’de eðitime eriþimle arasýnda korelasyon Yüksek öðrenim yaþ aralýðý olan 18-23’te ise kayýt oraný bulunan, ahlaken önemsiz ve önceden belirlenmiþ yaklaþýk olarak %16’dýr. Okula kayýt sayýsýndaki azalma koþullar sadece toplumsal cinsiyet, coðrafi bölge ve aralýðý boyunca (13–18 yaþ) kýz çocuklarýn okula kayýt yerleþim yeri deðildir. Þekil 3’te gösterilen annenin oraný erkek çocuklara göre daha erken ve daha hýzlý eðitim düzeyi grafiklerinde olduðu gibi, ebeveynlerin düþmektedir. Örneðin, 15 yaþýndaki kýz çocuklarýn okula eðitim geçmiþi de okula kayýt olma ile oldukça yakýndan kayýt oraný erkek çocuklara göre neredeyse %20 daha iliþkilidir. Gerek kýz gerekse erkek çocuklarda, anneleri azdýr. resmi bir eðitim almamýþ olanlarýn okul kayýt oranlarý, 10 Koþullarýn tanýmý konusunda iki araþtýrma arasýnda küçük farklar bulunmaktadýr. Özellikle, HBA’da kentsel alanlar 20,000 kiþiden fazla nüfusun olduðu yerleþim yerleri olarak tanýmlanýrken, PISA’da kentsel eþik deðeri 15,000 yerleþimcidir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 5 anneleri eðitim almýþ olanlara göre genel olarak daha eðitimine devam edebilme süresi arasýndaki iliþki aþaðýda seyretmektedir. Bununla birlikte, tekrar belirtmek istatistiksel olarak anlamlýdýr. Bu konudaki zengin gerekirse, eðitimli-eðitimsiz anne ile okul kaydý uluslararasý literatürden biliyoruz ki, eðitim seviyesi ile iliþkisinde mesafe kýzlarda erkeklere göre önemli ölçüde gelecekteki kazanýmlar ve daha genel olarak yaþam artmaktadýr: erkek çocuklarda, 16 yaþ-okula kayýt oraný standartlarý arasýnda nedensel bir iliþki bulunmaktadýr. eðitimli annelerde %90 (ayný yaþ grubu için eðitimsiz anneye sahip olanlarda kayýt oraný %60) iken; kýz 25. Türkiye örneðinde cinsiyet, okuldan ayrýlmayý çocuklarda ayný oranlar sýrasýyla %90 ve %30 belirleyen en önemli koþul olarak öne çýkmaktadýr. civarýndadýr. Bu yaþ grubu için, okula kayýt oranýnda Ancak kýz çocuklarýn erkek çocuklara göre dezavantajlý kýz çocuklardaki eðitimli-eðitimsiz ebeveyn farký erkek konumu ülke genelinde coðrafi olarak homojen çocuklardaki farkýn iki katýdýr ve bu durum, eðitim daðýlmamýþtýr. Doðu bölgesinde ve kýrsal alanlarda bu eþitsizliðinde kuþaklararasý devamlýlýðýnýn erkeklerden dezavantaj daha fazladýr. Ayrýca bu dezavantaj, fakir, çok kadýnlar için sözkonusu olduðunu göstermektedir. çok çocuklu ve annenin eðitim düzeyi düþük olan ailelerde doðmuþ kýz çocuklarda, daha yüksek 22. Eðitime eriþimdeki cinsiyet eþitsizliðinin bu yapýsý sosyoekonomik altyapýsý olan ya da kiþi sayýsý az olan diðer tüm koþullarda da ayný þekilde kendini ailelere sahip kýz çocuklara oranla daha belirgindir. göstermektedir. Çok çocuklu bir ailede (çocuk sayýsýnýn fazla olmasý da çocuðun bireysel kontrolünün dýþýnda 26. 1 – 5 arasý þekiller tanýmlayýcý özellikler bakýmýndan bir koþuldur) ya da yoksul bir hanede büyümek, hem oldukça güçlü olmakla beraber, söz konusu farklý 11 kýz hem de erkek çocuklar için, her yaþ grubunda koþullar arasýnda karþýlýklý olarak korelasyon kayýt oranýnýn düþmesi anlamýna gelecektir (Sýrasýyla bulunmaktadýr. Tablo 1, basit bir probit regresyonu Þekil 4 ve 5). Bununla beraber, kýz çocuklarda hanedeki aracýlýðýyla (yukarýda tartýþýlan koþullara babanýn eðitim çocuk sayýsý ve okul kaydý arasýndaki negatif korelas- düzeyi ve annenin anadili de dahil edilerek) tüm yonun gücü erkek çocuklara göre belirgin bir þekilde koþullarýn okula kayýt oranýna kýsmi etkilerini ayrýþtýrma daha fazladýr. çabalarýnýn sonuçlarýný göstermektedir. Potansiyel olarak ilgili ve etkili olabilecek diðer bir çok deðiþken dýþarýda 23. Þekil 5’te görüldüðü üzere, çocuk nüfusu, hanehalký býrakýldýðýndan, bu marjinal etkileri kolayca nedensellik refah endeksi çeyrek dilimlerine göre sýnýflandýrýldýðýnda, olarak yorumlayamýyoruz. Bununla beraber bu etkiler, sosyoekonomik düzeyin eðitim üzerindeki güçlü etkisi þu ana kadarki tanýmý tamamlayan kýsmi korelasyonlarý açýða çýkmaktadýr. Bu etki, kýz çocuklarda tüm yaþ saðlamaktadýr. gruplarý için doðrulanmakta (zira ilk çeyrekteki kýz çocuklarý %90 kayýt oranýna hiçbir zaman ulaþa- 27. Probit regresyonlarý, hem 15 yaþýndaki çocuklardan mamaktadýr), erkek çocuklarda ise 12–13 yaþ sonrasý oluþan örneklemin tamamý kullanýlarak, hem de kýz için gerçekleþmektedir. 20 yaþýna gelindiðinde, gelir çocuklar ve erkek çocuklar örneklemleri ayrý ayrý endeksinin üst çeyreðine mensup olan erkeklerin (ve kullanýlarak yapýlmýþtýr. Diðer koþullar kontrol kadýnlarýn!) yarýsýndan fazlasý yüksek öðrenim görmekte edildiðinde, yani sabit tutulduðunda bile toplumsal iken, en alt çeyrekteki kadýn ve erkeklerin sadece cinsiyetle okula kayýt oraný arasýnda güçlü bir korelasyon %10’undan daha azý yüksek öðrenime devam bulunmaktadýr, öyle ki örneklem ortalamasýnda kýz edebilmektedir. çocuklarýn okula kayýt olma ihtimali erkek çocuklardan %50 daha azdýr. Ailenin gelir düzeyi ile okula kayýt 24. Burada yer alan farklý grafikler, Türkiye’de okula oraný arasýnda da kýsmý güçlü bir korelasyon vardýr. kayýt ve devam oranlarýnýn doðuþtan gelen koþullardan Hem toplam örneklemde, hem de cinsiyete göre baðýmsýz olmadýðýný açýkça ortaya koymaktadýr. Aile ayrýþtýrýlmýþ örneklemlerde, son üç çeyrek gelir altyapýsý (gelir, ebeveyn eðitim düzeyi ve ailedeki çocuk dilimindeki katsayýlar birinci gelir dilimindeki sayýsý bakýmlarýndan), cinsiyet ve yerleþim yeri (gerek katsayýlardan önemli ölçüde büyüktür. Ebeveynlerin bölge, gerekse kýrsal alan ya da kent olmasý bakýmýndan) eðitim düzeyi önemli olmakla beraber babanýn eðitim gibi koþullarýn tamamý ile, Türkiye’de bir çocuðunun düzeyi sadece karma ve kýz çocuklar örneklemlerinde 11 Her ne kadar bu fark 20 yaþ üzerinde daha az (ve sýklýkla da istatistiksel olarak anlamsýz) olsa da. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 6 anlam arz etmektedir –babalarýn eðitimli ya da eðitimsiz ettiklerine deðil, ayný zamanda katýldýklarý derslerin olma hali erkek çocuklarýn okula gönderilmesinde kalitesine de baðlýdýr. Türkiye'de eðitimle ilgili fýrsatlarýn farklýlýða sebep olmamaktadýr– . Kalabalýk haneye daðýlýmýný anlamak için derse katýlým bilgileri gerekli mensup çocuklarda (ya da daha spesifik olarak, çocuk olsa da yeterli deðildir. Bu bilgi, fiili eðitim baþarýsý sayýsý fazla olan hanelerde), 15 yaþýnda okula kayýtlý hakkýndaki bilgilerle desteklenmelidir. Bu bölümde, olma olasýlýðý daha düþük olup, bu fark esas olarak kýz ülke genelinde 15 yaþýndaki öðrencilerden oluþan 5.000 çocuklarda daha belirgindir. Benzer þekilde, aile altyapýsý kiþilik bir örneklemin üç konu hakkýndaki – Türkçe, nasýl olursa olsun, kýrsal kesimlerde kýz çocuklarýn okula matematik ve fen bilgisi - standart test sonuçlarýný içeren devam etme olasýlýklarý oldukça düþüktür. Bununla PISA 2006 araþtýrmasýnýn verilerini kullanmaktayýz. birlikte, tüm diðer koþullar sabit tutulduðunda, Doðu Ayrýca bu araþtýrma, Bölüm 2'de bahsedilen, cinsiyet, bölgesinde ikamet etmek ya da annenin anadili ilginç anne ve bababýn eðitim durumu, babanýn mesleði, ikamet bir þekilde istatiksel olarak anlamsýzlaþmaktadýr. edilen bölge ve yer, evde konuþulan dil, sahip olunan kitaplar, dayanýklý mallar ve kültürel varlýklar gibi bu 28. Farklý koþul deðiþkenleri ile okula kayýt oraný çocuklarýn içerisinde yaþadýðý koþullara dair bilgiler arasýndaki iliþkiyi göstermenin bir diðer yolu da, birden bakýmýndan da zengindir. fazla dezavantajlý alt gruba mensup olmanýn kümülatif etkisine, en avantajlý gruba mensup olanlarla 30. Tüm bu deðiþkenleri gerçek Roemeryan koþullarýn karþýlaþtýrma yaparak, bakmaktýr. Þekil 6 böyle bir temsilcileri olarak almaya hazýr olduðumuz ölçüde karþýlaþtýrmayý göstermektedir: Birinci grafik eðrisi, –yani çocuklarýn etki alanlarý dýþýnda kalan koþullar– Doðu bölgesinde kýrsal kesimde, 6 ya da daha fazla bu koþullar ile açýklanan toplam baþarý eþitsizliðininin çocuklu ve annenin eðitimsiz olduðu ve Türkçe payýný hesaplayarak, eðitim baþarýsý fýrsat eþitsizliðinin konuþamadýðý hanelerde yaþayan kýz çocuklarýn (bu alt sýnýrýný hesaplayabiliriz. �lkesel olarak, bu ya standart grup 6-24 yaþ arasýndaki nüfusun kabaca %1’ine tekabül (parametrik olmayan) eþitsizlik analizi aracýlýðýyla, ya etmektedir) okula kayýt-yaþ oranýný resmetmektedir. da regresyon analizine dayanan parametrik bir alternatif 12 Þekildeki ikinci grafik eðrisi ise ülkenin merkez ile gerçekleþtirilebilir. bölgesinde kentte ikamet eden, anadili Türkçe olan ve belli düzeyde eðitim almýþ annenin tek ya da ikinci 31. Gignoux ve Ferreira (2008) bu metodlarýn her birini çocuðu olan erkek çocuklara (ilgili nüfusun %2,5’ine (kazanç, gelir ve tüketim eþitsizlikleri baðlamýnda) karþýlýk gelmektedir) ait daðýlýmý resmetmektedir. Her detaylýca açýklamakta ve (avantaj ve koþullar arasýndaki yaþ için okula kayýt oranlarýndaki fark dikkat çekicidir. iliþkiye iþlevsel biçim varsayýmý getiren) parametrik Dezavantajlý grupta okula kayýt oraný %70 civarýnda metodlar ile (koþullu ortamala hesaplarýnýn kesinlikten tepe deðerine ulaþtýðýnda, ki bu 9 yaþa tekabül eder, bu uzak hale geldiði ve küçük örneklem yanlýlýklarýnýn fark en düþük düzeydedir. Çocuklarýn liseye geçme örneklemin uygun bölümlendirilmesi için önemli aþamasýnda olduðu 14–15 yaþlarýnda bu fark mutlak olabildiði) parametrik olmayan analizler arasýndaki olarak en yüksek düzeydedir. Bu yaþlarda, avantajlý tercih zorunluluðuna dikkat çekmektedir. Bu baðlamda, gruptaki çocuklar %100 okula kayýtlý olma durumdan verideki mevcut koþullarýn zenginliði, örneklemin uzaklaþmaya baþlarken, dezavantajlý grubun ise sadece 589,824 kadar hücreye ayrýlmasý ile uyumludur. Demek ki, parametrik olmayan eþitsizlik analizleri bir seçenek %10 kadarý okula devam etmektedir. deðildir ve biz de aþaðýda regresyon temelli analizi temel almaktayýz. 4. Eðitimde Baþarýya �liþkin Fýrsat 32. Ayrýca, verinin diðer bir özelliði regresyon temelli Eþitsizliði analizi en doðal seçim haline getirir. Her testteki farklý maddeler (ya da sorular) farklý zorluk derecelerine sahip 29. Çocuklarýn okulda kendilerini ne ölçüde geliþ- olduklarý için, doðru cevaplarýn oraný, ilgili gizli tirdikleri, sadece kaç sene boyunca derslere devam deðiþkenin, yani öðrencinin bilgisinin ya da baþarýsýnýn, 12 Tüm koþullarýn gözlemlenmemiþ olmasýndan dolayý, bunlar koþullarýn etkisinin alt sýnýr ölçümleridir. Eðer ilave koþullar gözlemlenebilse, bu durum eþitsizlik çözümlemesinin gruplar arasý bileþenini ya da regresyonun açýklayýcý gücünü artýrabilir (ancak azaltamaz). “Çaba” deðiþkenlerini açýkça ele alan daha ayrýntýlý bir tartýþma için bkz. Ferreira ve Gignoux (2008). Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 7 yetersiz bir ölçüsü olacaktýr. Bu sebeple, dünyanýn farklý farklarý kontrol edildikten sonra, babanýn, tarýmda ya yerlerindeki PISA araþtýrmalarý (ve diðer bir çok da balýkçýlýkta ya da diðer niteliksiz iþlerde çalýþýyor araþtýrma), madde (soru) zorluk dereceleri arasýndaki olmasý bir önem arz etmemektedir. Bu farklar büyük farklarý hesaba katabilmek için, yeteneklerin nüfus ve önemlidir, çünkü kýrsal alanlar baþarý konusunda içerisindeki daðýlýmýna dair belirli bir varsayýmda oldukça dezavantajlýdýr. Orta ve Batý bölgelerdeki bulunarak, Madde Yanýt Kuramý metodlarýný kullanýr. okullardan elde edilen sonuçlar, Doðu bölgesindeki Mislevy (1991) ve Mislevy ve diðerleri (1992) içerisinde okullardan elde edilen sonuçlardan çok daha yüksektir. detaylýca tanýmlanan süreç, sonrasýnda keyfi bir ortalama Bu durum, diðer koþullar kontrol edildiðinde, bölgesel 14 (genellikle 500) etrafýnda ve keyfi bir varyans ile kukla (dummy) deðiþkenlerle kayýt olma arasýnda standartlaþtýrýlan, baz aldýðý hiçbir bir doðal ölçevi ciddi bir kýsmi korelasyon olmadýðý Tablo 1'de gösterilen olmayan sonuçlar kümesi üretir. okullaþma sonuçlarý ile karþýtlýk içerisindedir. Ancak Tablo 2'de, babanýn mesleði ile ebeveynlerin eðitim 33. Ortalamanýn (eþitsizlik endeksinin bir parçasý olarak durumu için hesaplanan katsayýlar, test sonuçlarýnýn ölçek deðiþmezliði ihtiyacýný engelleyen) keyfi doðasý genel daðýlýmýna ait standart sapmanýn % 20’si ile yarýsý ve standardizasyondan elde edilen puanlarýn normal arasýnda deðerler alýrken, standart sapmanýn yaklaþýk daðýlýmý, doðal eþitsizlik göstergesi olarak varyansa yarýsý büyüklüðünde (mutlak) deðerler alan yerleþim iþaret etmektedir. Varyans kullanýldýðý zaman, yeri ve bölgesi deðiþkenleri katsayýlarý hem önemlidir, koþullardan kaynaklý (alt sýnýr) eþitsizlik payýnýn hem de niceliksel olarak yeterlidir. parametrik hesabý, basitçe koþullar hakkýndaki test sonuçlarýnýn doðrusal regresyonunun R2 (belirleme) 36. Eðitimde baþarýya iliþkin eþitsizliðin alt sýnýr fýrsat katsayý deðeri ile verilir. Ve bu þekilde bir regresyondan, paylarý hesaplamalarýmýzý sunmadan önce, Bölüm 2'de Ferreira ve Gignoux'da (2009) gösterildiði gibi, her kýsaca belirtilen PISA Türkiye verisinde (ve diðer bazý koþulun toplanarak ayrýþtýrýlabilen kýsmi etkileri ülke verilerinde de) bulunan seçim problemine nasýl doðrudan hesaplanabilir. iþaret ettiðimizi açýklamýmýz gerekir. Türkiye'de 15 yaþýndaki çocuklarýn %67'si okula kayýtlýdýr. Kayýtlý 34. Üç ayrý regresyon (sýrasýyla, Türkçe, matematik ve olanlar arasýnda tekrar ve cevap vermeme durumu, fen bilgisi puanlarý) Tablo 2'de gösterilmiþtir. Diðer PISA veri kümesinin temsil etme gücünü ülkedeki 15 birçok ülkede olduðu gibi, kýz çocuklar Türkçe’de erkek yaþ nüfusunun %47'sine düþürmektedir (OECD 2007). çocuklardan çok daha iyi bir performans sergilerken, Dolayýsýyla, eðitim eþitsizliðinin deðerlendirilmesini matematikte daha baþarýsýzdýrlar. Fen bilgisinde ise yalnýzca PISA katýlýmcýlarýyla sýnýrlandýrmak, rassal cinsiyet açýsýndan önemli bir fark bulunmamaktadýr. olarak seçilmediði açýk olan ilgili nüfusun neredeyse Ebeveynleri lise ya da üniversite mezunu olan çocuklar yarýsýný dýþlayarak toplam eþitsizliðin önemli bir üç konuda da daha yüksek sonuçlar elde etmektedir. bölümünü görmezden gelmek olur. Ancak ebeveynleri formel/resmi eðitim almamýþ çocuklardan oluþan referans kategorisiyle kýyaslandýðýnda, 37. Bu probleme iþaret etmenin zorluðu, seçime iliþkin ebeveynleri yalnýzca ilkokulu bitirmiþ olanlarýn önemli yanlýlýklarý düzeltmek için gerçekleþtirilebilecek diðer 13 bir farký yoktur. giriþimlerdeki zorluklar gibi, katýlýmcýlar arasýnda bulunmayan 15 yaþýndaki gençlerin teste katýldýklarý 35. Babalarý servis sektöründe çalýþanlar, zanaatkar ya takdirde alabilecekleri farklý sonuçlarýn göz önünde da esnaf olanlar, atölye ve makine operatörü ya da bulundurulmamasýndan kaynaklanýr. Heckman'ýn montajcýsý olarak çalýþanlar ve iþsiz olanlar; babalarý standart düzeltme prosedürleri, gözlemlenebilecek parlamenter, üst düzey bürokrat, uzman, tekniker ya da olanlarý kontrol ederek yardýmcý olsa dahi, sýnavlara memur olanlardan, ebeveynlerin eðitim durumlarý katýlýmda benzeri önemdeki birçok belirleyici etken kontrol edildikten (sabit tutulduktan) sonra dahi, çok gözlemlenemez. Bu nedenle, seçimin düzeltilmesi için daha düþük sonuçlar elde etmektedir. Ancak, kent-kýr güvenilir yüksek ve düþük alternatif hesaplamalar üreten, 13 Türkçe baþarý seviyesinde, babalar için lise öðrenimi ve anneler için yüksek öðrenim önemli bir etkiye sahip deðildir. 14 Çevirenin Notu: Kukla (Dummy) deðiþken kategorik bir deðiþkenin 0 ya da 1 deðeri alabilecek þekilde sayýsal deðiþkene dönüþtürülmesiyle oluþturulur. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 8 parametrik olmayan iki-örneklem prosedürü 2006 yýlý standartlaþtýrýlmýþ PISA test sonuçlarý için önermekteyiz. çekirdek yoðunluk fonksiyonlarýný göstermektedir. En üstteki grafik, seçimde düzeltme yapýlmaksýzýn 38. Biz ayrýca, ulusal temsil deðeri olan, 2006 yýlý gözlemlenmiþ örneklemin daðýlýmýný resmetmektedir. Türkiye’deki Hanehalký Bütçe Araþtýrmasý (HBA) Ortadaki grafik, seçim için "düþük alternatif" düzeltmesi verilerinden de yararlanmaktayýz. Hem HBA hem de yapýldýðý durumda karþý olgusal daðýlýmý göstermektedir. PISA’daki 15 yaþ çocuk nüfusunu, tanýmlayýcý özellikler En alttaki grafik ise, seçim için "yüksek alternatif" olarak bölge, kýr-kent ayrýmý ve annenin eðitim durumu düzeltmesi yapýldýðý durumda karþý olgusal daðýlýmý deðiþkenlerini kullanarak, gözlemlenebilir özdeþ göstermektedir. 15 koþullara sahip gruplara ayýrmaktayýz. Eðer PISA 42. Tablo 3, eðitim baþarýsý fýrsat eþitsizliðine iliþkin (HBA) araþtýrmasýndaki grubunun k hücresindeki sonuçlarýmýzý özetlemektedir. Test sonuçlarýna iliþkin geniþletilmiþ 15 yaþ nüfusu ( )’ya eþit ise, üç daðýlýmdan her biri (sýrasýyla düzeltmesiz, seçim için “düþük alternatif” seçim düzeltme hesabýmýz, her bir skoru, düþük alternatif düzeltmeli ve yüksek alternatif düzeltmeli) ve her bir branþ (Türkçe, matematik ve fen yani ’yi, ile yeniden aðýrlýklandýrmayý bilgisi) için, tablonun üst paneli toplam varyansý ve ihtiva edecektir. fýrsat eþitsizliðine karþýlýk gelen bu eþitsizlik payýndaki alt sýnýrý göstermektedir. Sözkonusu alt sýnýr deðeri, 39. Bu, gözlemlenebilir olanlarýn seçimini "düzeltir", Tablo 2’de gösterilen (seçim düzeltmesi olmayan çünkü her k hücresi için katýlmayanlarýn test sonuçlarý daðýlýmý baz alan) regresyonlarýn R2 deðerine eþittir. daðýlýmý ile katýlýmcýlarýn test sonuçlarý daðýlýmýnýn Bu ayný zamanda düzeltme yapýlan daðýlýmlara ait birebir ayný olduðu varsayýmý ile, okulu býrakmýþ (ya benzer regresyonlarýn R2 deðerine de eþittir. da bir þekilde PISA sýnavýna katýlmamýþ) 15 yaþýndaki çocuklarý "yeniden dahil eder." Elbette, bu varsayým 43. Düþük seçim düzeltmesi, Türkçe branþýndaki puan gözlemlenemeyenlerden seçim yapýlamaz þeklinde daðýlýmýnýn varyansýný artýrýrken, diðer iki varyans bilinen varsayýmýdýr. üzerinde hemen hemen hiçbir etkide bulunmamaktadýr. Diðer yandan, yüksek alternatif düzeltmesi, (Þekil 7’nin 40. Ancak, kuvvetle muhtemeldir ki, seçim sadece incelenmesinden de anlaþýlacaðý üzere) varyanslarý iki ila üç kat arasýnda artýrmaktadýr. Eþitsizlikteki fýrsata nüfusu gruplarýna bölümlemekte kullanýlan dair bileþenler branþlara göre pek fazla deðiþiklik deðiþkenlere baðlý deðildi. Özellikle þöyle bir varsayýmda göstermedikleri gibi alternatif seçim düzeltmelerinden bulunmak yanlýþ olmaz: þayet katýlýmcý olmayanlar de fazlaca etkilenmemektedirler. Seçim düzeltmesi dahil edilebilseydi, her bir k hücresinde ortalama olarak yapýlmadýðýnda, Türkçe ve matematik puanlarý katýlýmcýlardan daha kötü puan alýrlardý. Bu varsayýmý varyansýnýn en az %26’sý ve fen bilgisi puanlarý 16 temel alýrsak, yukarýda belirtilen yeniden aðýrlýklandýrma varyansýnýn ise %27’si koþullardan kaynaklanmaktadýr. iþleminden sonra, oranýna k hücresindeki Daha tutucu seçim düzeltme prosedürü kullanýldýðýnda ise sadece %27-28’e kadar çýkabilmektedir. Yüksek alternatif düzeltme prosedürüyle dahi, eðitimde baþarýya en küçük deðeri, yani ’yý, vererek seçim için olasý iliþkin eþitsizliðin fýrsatla ilgili bileþenleri alt-sýnýr deðeri bir “yüksek alternatif” etkisi elde edebiliriz. %32-33’lere yükselmektedir. 41. Sezgisel olarak bu, karþý olgusal bir biçimde, 44. Tablo 3’ün ikinci kýsmý, cinsiyet, babanýn eðitimi, katýlýmcý olmayan her bir kiþiye, her bir k hücresinde annenin eðitimi, babanýn iþi, ikamet yeri türü ve bölge katýlýmcýlarýn aldýðý en düþük puaný atfetmek anlamýna olarak belirlenen koþullarýn her biriyle iliþkilendirilen gelecektir. Þekil 7 üç farklý senaryo ile, Türkçe branþýnda fýrsat eþitsizliðinin kýsmi miktarlarýný göstermektedir. 15 Bu üç deðiþken, iki araþtýrmada da özdeþ olarak tanýmlanmýþtýr. Bu nedenle sözkonusu gruplar birbirleriyle kýyaslanabilir. Daha hassas bir gruplandýrma mümkün olabilirdi. Ancak HBA örnekleminin büyüklüðü (15 yaþýnda 683 birey) göz önünde tutulduðunda, daha hassas bir gruplandýrmanýn HBA’daki nüfus aðýrlýklarýna dair hesaplamalarý istatistiksel olarak muðlaklaþtýracaðý öngörülebilir. 16 Bu prosedürde, hücre deðerleri deðiþtirilen gözlemler rassal olarak seçilmiþtir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 9 Bu kýsmi miktarlar, Ferreira ve Gignoux’da (2009) 47. Okula kayýtla ilgili eþitsizliklerin açýklanmasýnda açýklanan yöntemdeki gibi, birbirlerine eklendiklerinde oldukça önemli olan öðrencinin cinsiyeti deðiþkeni, toplam etkiyi oluþturacak þekilde hesaplanmaktadýr. baþarý düzeyiyle ilgili farklarýn açýklanmasýnda çok Kýsmi miktarlar, sadece seçim düzeltmesi olmayan daha küçük bir öneme sahiptir. Türkçe branþýnda, regresyon için verilmektedir, çünkü sözkonusu düzeltme cinsiyetten kaynaklanan fark en yüksek düzeydedir ve için kullanýlan bölümü (grubu) regresyondaki toplam varyansýn %4,1’ini açýklar: bu branþta kýz öðrenciler erkek öðrencilere göre belirgin bir þekilde baðýmsýz deðiþkenlerin tümünü deðil sadece bir kýsmýný daha baþarýlýdýr. Bu durum bir dereceye kadar cinsiyet esas almaktadýr. Bu durum düzeltilmiþ regresyondaki seçimindeki farklarý yansýtmaktayken – okula giden kýz kýsmi etkilerin analizini yorumlanmayý zorlaþtýracaktýr. çocuk sayýsý daha azdýr ve belki de okullu kýz çocuklarýn ortalama yeteneði okullu erkek çocuklara göre daha 45. Tüm koþullar bir arada ele alýndýðýnda ve kontrol yüksektir– Türkiye’de okula giden kýz çocuklarýn baþarý edildiðinde, aile altyapýsý Türkiye’de eðitimde baþarý düzeyinin okula giden erkek çocuklardan daha düþük düzeyiyle ilgili fýrsat eþitsizliðinin baþat kaynaðý olarak olduðuna iliþkin herhangi bir açýk gösterge yoktur. öne çýkmaktadýr. Matematik puanlarý örnek olarak alýndýðýnda, anne ve babanýn eðitim durumlarý toplam eþitsizlikteki %26’lýk fýrsat bileþeni payýnýn %7,5’ini açýklamaktadýr. Bunlara babanýn iþi ve üç “varlýk” 5. Sonuçlar göstergesi de (kitaplarýn sayýsý, dayanýklý tüketim mallarý ve kültürel varlýklar) eklendiðinde, aile altyapýsý 48. Eþitlik ve büyüme arasýndaki iliþki uzun zamandýr deðiþkenlerinin açýklayabildiði oran %21’e çýkmaktadýr. ekonomistleri meþgul etse de, fýrsat eþitsizliðinin �lginçtir ki, bu “aile etkisinin” en büyük bölümü, sahip kavramsallaþtýrmasý ile ilgili yeni geliþmeler, uygulamalý olunan materyaller yoluyla kendini göstermektedir – ekonomi ile ilgilenenlerin, yalnýzca haklarýndaki verilerin kitaplar, dayanýklý mallar ve “kültürel varlýklar” daha kolay elde edilebilir olduðu eþitsizliklerden ziyade, %12,8’lik bölümü temsil etmektedir. Bu üç deðiþken en çok önem arz eden eþitsizlikleri ölçmesini ve analiz regresyonun dýþýnda býrakýldýðýnda, etkilerinin tamamý etmesini oldukça kolaylaþtýrmaktadýr. John Roemer'in olmasa da bazýlarý, bu deðiþkenlerle aralarýnda kolineer fýrsat eþitsizliðini, ahlak ile ilgili olmayan, önceden olan anne ve babanýn eðitimleri üzerinden kendilerini belirlenmiþ koþullar tarafýndan oluþturulan eþitsizlik 17 gösterir. Bazý küçük farklar olsa da, aile altyapýsý biçimi olarak tanýmlamasýný takiben, bu çalýþma deðiþkenlerinin baþat olma durumu her üç branþ, yani Türkiye'de eðitimde fýrsat eþitsizliðinin doðasýný ve Türkçe, matematik ve fen bilgisi, için de geçerlidir. büyüklüðünü araþtýrmýþtýr. 46. Okullarýn bulunduðu yer türü ve bölge deðiþkenlerinin 49. TNSA verisini kullanarak, ilgili yaþ aralýðýnda Tablo 2’de gösterilen regresyondaki istatistiksel anlamlýlýk cinsiyet ve mekana göre okula kayýt oranlarýndaki büyük dereceleri oldukça yüksek olsa da, bunlarýn kýsmi paylarý farklarý ortaya koyduk. Özel olarak, Doðu'da – özellikle göreceli olarak küçüktür: %26-27’lik toplam alt sýnýr kýrsal alanlarda - ikamet eden kýz çocuklarýn okula koþul payýnýn %6-7’sine tekabül eder. Matematik gitme oranlarýnýn diðer bölgelerdeki kýz çocuklara ve dýþýndaki branþlarda, kýr-kent ayrýmý bölgeye göre daha genel olarak erkek çocuklara göre daha düþük olduðunu önemli bir deðiþkendir. Okula kayýt durumunda gördük. Okula kayýtlý olma olasýlýðý – ya da okulu erken görüldüðü üzere, mekansal deðiþkenler diðer nüfus býrakma olasýlýðý - ile iliþkilendirilen, gelir seviyesinin özellikleri kontrol edildiðinde istatistiksel anlamlarýný düþük olmasý, çok çocuk sahibi olmak ya da ebeveynlerin korusalar da, açýlayabildikleri varyans payý, ham ve eðitim seviyesinin düþük olmasý gibi diðer koþullar, mutlak bölgesel farklardan bekleyebileceðimizin çok sistematik olarak kýz çocuklar için erkek çocuklara göre altýndadýr. Bu durum büyük ölçüde, farklý yer ve daha önemli görünmektedir. Baþka bir ifadeyle, fakir bölgelerde ikamet eden kiþilerin aile altyapýlarýndaki bir aileden gelmek gibi dezavantajlý koþullar, erkek farklýlýklar yoluyla açýklanabilir. çocuklardan daha çok kýzlarýn okulu erken býrakmasýna 17 Bu özel durumda, Türkçe puanlarý için annenin ve babanýn eðitim düzeylerinin paylarý sýrasýyla 0.041 ve 0.024’dür. Matematik ve fen bilgisi çözümlemelerinde sözkonusu paylar daha yüksektir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 10 sebep olur- böylece Türk kadýnlarý için, erkeklere kýyasla eðitimde baþarý düzeyine iliþkin eþitsizliðe dair toplam daha dirençli bir eþitsizlik kapaný yaratýlmaktadýr. fýrsat eþitsizliði payýnýn en fazla beþte birini açýklayabilirler. Parametrik biçimde alt-sýnýr olarak 50. Basit çok deðiþkenli kesikli seçim modeli (discrete hesaplanan bu toplam pay önemsiz deðildir. Ahlaki choice model) aracýlýðýyla, koþullar arasýndaki olarak baðlantýsý olmayan koþullar, örneklem seçim kovaryanslar örüntüsü hesaba katýldýðýnda, daha nüanslý yanlýlýðý ile ilgili bir düzeltme yapýlmasa bile, eðitimde bir resim ortaya çýkmaktadýr. Toplumsal cinsiyet temel baþarýya iliþkin toplam eþitsizliðin dörtte birinden daha ayrým olarak kalmaktadýr: diðer baðýntýlarýn (correlates) fazlasýný açýklamaktadýr. Seçim için (iki örneklemli örneklem ortalama deðerlerinde 15 yaþýndaki okula yeniden aðýrlýklandýrma) düzeltmesi yapýldýðýnda, kayýtlý kýz çocuklarýn sayýsý erkek çocuklarýn yarýsýdýr. fýrsatlara atfedilen varyansýn alt-sýnýr payý %27 ila %33 Ancak, - hanehalkýnýn varlýk durumu, ebeveynlerin aralýðýna yükselmektedir. eðitim seviyelerinin lise ya da yüksek öðrenim olmasý ya da ailenin büyüklüðü gibi – aile altyapýsýna iliþkin 52. Bu payýn dörtte üç ila beþte dördü arasý, dayanýklý deðiþkenler çok deðiþkenli analizde önemlerini korurken, eletronik mallar, kitap ve diðer kültürel varlýklarýn mekansal deðiþkenler çok daha az önem arz eder hale mülkiyetinin göstergelerini içeren aile altyapýsý gelirler (hatta karþýsezgisel belirtiler gösterirler). Biz deðiþkenleri ile açýklanmaktadýr. Bu deðiþkenler kontrol bu sonuçlarý þu þekilde yorumladýk: bir bölge olarak edildiðinde dahi, babanýn ya da annenin eðitim durumu Doðu'da, ya da küçük þehir ve kasabalarda ve Türk önemini korur, ancak babanýn mesleði çok daha az olmayan etnik azýnlýklarda büyüyen çocuklarý okula öneme sahiptir. Babanýn prestijli bir iþi olmasý, gitmekten alýkoyacak yapýsal bir özellik yoktur. Bu çocuðunun baþarýsýna doðrudan pek bir katký saðlamaz çocuklarýn okula gitme oranlarý gerçekten de düþüktür, – ancak genel olarak insan sermayesinin "üretim ancak bu durum aile altyapýsýndaki düþük avantaj fonksiyonu"nda girdi iþlevi gören çeþitli mallar için seviyelerini yansýtýr: söz konusu hanehalklarý daha geniþ üretebildiði fazladan alým gücü sayesinde babanýn iþinin ve daha yoksuldur ve ebeveynlerinin (resmi) eðitim bir katkýsý olabilir. seviyesi düþüktür. Bu faktörler hesaba katýldýðýnda, tek deðiþkenli analizdeki orjinal göstergesini ve önemini 53. Eðitime eriþimi (okula kayýt ve okula devamdaki koruyan tek mekansal koþul, kýzlar için kýrsal kesimde farklar yoluyla) belirleyen en önemli koþullardan bir yaþamaktýr. tanesi olan toplumsal cinsiyet, okulda kayýtlý olmak koþuluyla, eðitim baþarý düzeyinin önemli bir belirleyeni 51. Genel itibariyle, en azýndan aile altyapýsý kontrol deðildir. Aslýnda, muhtemelen okula kayýt için seçimin edildikten sonra okul yerinin göreli önemi anlamýnda, bir sonucu olarak, toplumsal cinsiyetin eþitsizliðin büyük benzer sonuçlar PISA test sonuçlarý ile ölçülen baþarý bir bölümünü açýkladýðý tek branþ, erkek çocuklarýn düzeyi için de geçerlidir. Bu baðlamda, diðer koþullar dezavantajlý olduðu Türkçe’dir. Türkiye'de kýz çocuklarýn kontrol edildiðinde dahi, okullarýn Doðu'da ya da kýrsal eðitimi ile ilgililenenler için çýkarýlmasý gereken siyasi kesimlerde bulunmasý ile düþük test sonuçlarý arasýnda ders þudur: asýl öncelik kýz çocuklarý okula göndermek istatistiksel olarak anlamlý iliþki bulunmaktadýr. Ancak ve devam etmelerini saðlamaktýr. Bir kez okula mekansal deðiþkenler, niceliksel olarak Türkiye'de girdiklerinde, yeterince baþarýlý olduklarý görülmektedir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 11 Kaynakça Arneson, Richard (1989): “Refah için Fýrsat Eðitliði”, Lefranc, Arnaud, Nicolas Pistolesi ve Alain Trannoy Philosophical Studies, 56: 77-93. (2006): “Fýrsat Eþitsizliði ve Çýktýlarýn Eþitsizliði: Atkinson, Anthony B. (1997): “Gözardý Edilen Gelir Batý Toplumlarýnýn Hepsi Ayný mýdýr?”, ECINEQ Daðýlýmýný Yeniden Gündeme Getirmek”, Tartýþma Makalesi, 2006-54. Economic Journal, 107 (441): 297-321. Lefranc, Arnaud, Nicolas Pistolesi ve Alain Trannoy, Atkinson, Anthony ve François Bourguignon (2000): (2008): "Fýrsat Eþitsizliði ve Çýktýlarýn Eþitsizliði: “Gelir Daðýlýmý ve Ekonomi”, Atkinson ve Batý Toplumlarýnýn Hepsi Ayný mýdýr? " Review Bourguignon (Der.), Giriþ, Gelir Daðýlýmý of Income and Wealth, Blackwell Publishing, cilt Kýlavuzu (Amsterdam: Elsevier). 54(4): 513-546 Bourguignon, François, Francisco H.G. Ferreira ve Marta Menéndez (2007): “Brezilya’da Fýrsat Lewis, Arthur W. (1954): “Sýnýrsýz Emek Arzý Eþitsizliði”, Review of Income Wealth, 53 (4): Durumunda Ekonomik Kalkýnma”, The 585-618. Manchester School, 22(2): 139-91. Dworkin, Ronald (1981): “Eþitlik Nedir? 2. Bölüm: Loury, Glenn C. (1981): “Kuþaklararasý Transferler ve Kaynaklarýn Eþitliði”, Philosophy and Public Kazançlarýn Daðýlýmý”, Econometrica, 49: 843- Affairs, 10(4): 283-345. 867. Engerman, Stanley, ve Kenneth Sokoloff (1997): "Yeni Mislevy, R. (1991): "Öðe Parametlerinin Hesaplanmasý Dünya Ekonomilerinde Faktör Donatýmlarý, Baðlamýnda Sýnava Girenler Hakkýnda Rastgele Kurumlar ve Farklý Büyüme Rotalarý: Amerika Birleþik Devletleri Ekonomi Tarihçilerinden Bir Seçim Temelli Çýkarýmlar", Psychometrika, 56, Görüþ." Stephen Haber’de, Der., Latin Amerika 177-196. Nasýl Geride Kaldý? Stanford, C.A.: Stanford Mislevy, R., A. Beaton, B. Kaplan ve K. Sheehan (1992): University Press. " Ö ð e Ya n ý t l a r ý n ý n S e y r e k M a t r i s Ferreira, Francisco H. G. ve Jeremie Gignoux (2008): Örneklemlerinden Nüfus Özelliklerini "Fýrsat Eþitsizliði Ölçümü: Teori ve Latin Amerika Hesaplamak", Journal of Educational Uygulamasý", Yayýmlanmamýþ Politika Measurement, 29(2): 133-161. Araþtýrmasý Makalesi # 4659, Dünya Bankasý. Rawls, John (1971): Bir Adalet Teorisi. Cambridge, Ferreira, Francisco H. G. ve Jeremie Gignoux (2009): “Türkiye’de Ekonomik Fýrsat Eþitsizliði: Varlýk MA: Harvard University Press. G ö s t e rg e l e r i Ü z e r i n d e n Ya p ý l a n B i r Ricardo, David (1817): Politik Ekonomi ve Deðerlendirme”, Dünya Bankasý Araþtýrma Vergilendirmenin Prensipleri Üzerine. Londra: Departmaný, yayýmlanmamýþ taslak. Dent, 1911 baskýsý. Filmer, Deon ve Lant H. Pritchett (2001): “Harcama Roemer, John E. (1998): Fýrsat Eþitliði. Cambridge, Verileri Olmadan Varlýk Etkilerini Hesaplama: Hindistan Eyaletlerindeki Kayýt Oranlarý �çin Bir MA: Harvard University Press. Uygulama”, Demography, 38 : 115 - 32 Sen, Amartya (1980): “Neyin Eþitliði?”, S. McMurrin’de Galor, Oded ve Joseph Zeira (1993): “Gelir Daðýlýmý (Der.), �nsani Deðerler Üzerine Dersler, ve Makro-ekonomi”, The Review of Economic Cambridge University Press. Studies, 60 (1): 35-52. Tansel, Aysit (2002): "Türkiye’de kýz ve erkek çocuklar Kirdar, Murat (2007): "Türkiye’de Okula Gitme için eðitim düzeyinin belirleyenleri: bireysel, Oranlarýnýn Etnisiteye Göre Gösterdiði Farklarý hanesel and cemaatsel faktörler," Economics of Açýklamak ", MPRA Makalesi 2649, Münih Education Review, Elsevier, 21(5): 455-470. Üniversite Kütüphanesi, Almanya. Kuznets, Simon P. (1955): “Ekonomik Büyüme ve Gelir Voitchovsky, Sarah (2005): “Gelir Eþitsizliði Profilinin Eþitsizliði.” American Economic Review, 45 (1): Ekonomik Büyüme Açýsýndan Önemi Var mýdýr?”, 1-28. Journal of Economic Growth, 10 (3): 273-296. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 12 Þekil 1: Cinsiyet ve bölgeye göre okula kayýt-yaþ grafikleri Cinsiyete Göre Okula Kayýt-Yaþ Grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Toplam Erkekler Kýzlar Bölgelere Göre Okula Kayýt-Yaþ Grafiði (Erkekler) Okula Kayýt Oraný Yaþ Batý Güney Orta Kuzey Doðu Bölgelere Göre Okula Kayýt-Yaþ Grafiði (Kýzlar) Okula Kayýt Oraný Yaþ Batý Güney Orta Kuzey Doðu Not: Toplam nüfus için okul kayýt-yaþ grafikleri, kýzlar ve erkekler (Þekil 1a), kýzlarýn ikamet ettikleri bölge esasýna göre okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 1b) ve erkeklerin ikamet ettikleri bölge esasýna göre okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 1c). 6-24 yaþ arasýndaki nüfusun bölgelere göre daðýlýmý þu þekildedir: Batý %34.3, Güney %13.7, Orta %21.1, Kuzey %7.3%, ve Doðu %23.7. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 13 Þekil 2: Kent-Kýr ayrýmýna göre Okula kayýt-yaþ grafikleri Kent-kýr ayrýmýna göre kýzlarda ve erkeklerde okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Baþkent yada büyükþehir Þehir yada kasaba Kýrsal kesim Doðu bölgesinde kent-kýr ayrýmýna göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Þehir yada kasaba Kýrsal kesim Diðer bölgelerde kent-kýr ayrýmýna göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Baþkent yada büyükþehir Þehir yada kasaba Kýrsal kesim Not: Toplam nüfus için kent-kýr ayrýmýna göre okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 2a), Doðu bölgesindeki kent-kýr ayrýmýna göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 3b) ve diðer bölgelerde kent-kýr ayrýmýna göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 3c). Nüfusu 100,000’den fazla olan yerleþim yerleri kentsel alan, baþkent Ankara’nýn yanýnda, Istanbul, �zmir, Bursa ve Adana da büyük þehir olarak tanýmlanmaktadýr. 6-24 yaþ arasýndaki nüfusun yerleþim yeri türüne göre daðýlýmý þu þekildedir: %26.5’sý baþkent ya da büyük þehirde, %40.3’ü þehir ya da kasabada ve %33.2’si kýrsal kesimde ikamet etmektedir. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 14 Þekil 3: Annenin eðitim düzeyine göre okula kayýt-yaþ grafikleri Annenin eðitim düzeyine göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Eðitimsiz �lkokul Lise yada daha yüksek Annenin eðitim düzeyine göre erkeklerde okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Eðitimsiz �lkokul Lise yada daha yüksek Not: Toplam nüfus için annenin eðitim düzeyine göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði (Þekil 4a) ve erkeklerde ayný grafik (Þekil 4b). 6–24 yaþ arasý nüfusun annenin eðitim düzeyine göre daðýlýmý þöyledir: eðitimsiz %34.4, ilkokul %50.5, ve lise ya da daha yüksek %15.0. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 15 Þekil 4: Ailedeki çocuk sayýsýna göre okula kayýt-yaþ grafikleri Ailedeki çocuk sayýsýna göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Ailedeki çocuk sayýsýna göre erkeklerde okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Not: Toplam nüfus için hanedeki 18 yaþýndan küçük çocuk sayýsýna göre kýzlarda (Þekil 5a) ve erkeklerde (Þekil 5b) okula kayýt-yaþ grafikleri. 6–24 yaþ arasý nüfusun hanedeki çocuk sayýsýna göre daðýlýmý þöyledir: bir ya da iki çocuk %55,4, üç ile beþ arasý %36,2 ve altý ya da daha fazlasý %8,5. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 16 Þekil 5: Varlýk endeksi çeyrek dilimlerine göre okula kayýt-yaþ grafikleri Varlýk endeksi çeyrek dilimlerine göre kýzlarda okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ �lk çeyrek �kinci çeyrek Üçüncü çeyrek Dördüncü çeyrek Varlýk endeksi çeyrek dilimlerine göre erkeklerde okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ �lk çeyrek �kinci çeyrek Üçüncü çeyrek Dördüncü çeyrek Not: Toplam nüfus için, hanehalký düzeyinde tanýmlanan varlýk endeksi çeyrek dilimlerine göre kýzlarda (Þekil 6a) ve erkeklerde (Þekil 6b) okula kayýt-yaþ grafikleri. 6–24 yaþ arasý nüfusun hanehalký varlýk endeksi çeyrek dilimlerine göre daðýlýmý þu þekildedir: ilk çeyrek %31,0, ikinci çeyrek %25,6, üçüncü çeyrek %24,6 ve dördüncü çeyrek %18,9. Þekil 6: Yüksek düzeyde avantajlý ve dezavantajlý grup ayrýmýna göre okula kayýt-yaþ grafiði �ki uç grup için okula kayýt-yaþ grafiði Okula Kayýt Oraný Yaþ Dezavantajlý grup Avantajlý grup Not: Yüksek düzeyde avantajlý ve dezavantajlý gruplar için okula kayýt-yaþ grafiði. Doðu bölgesinin kýrsal kesimlerinde yaþayan, anadili Türkçe olmayan eðitimsiz bir anne ve 5 ya da daha fazla kardeþe sahip olan kýz çocuklarý yüksek oranda dezavantajlý grubu oluþturmakta ve 6–24 yaþ arasý nüfusun %1,0’ine tekabül etmektedir. 6–24 yaþ arasý nüfusun %2,5’ini oluþturan yüksek oranda avantajlý grup ise Orta bölgede kentsel alanlarda yaþayan, anadili Türkçe olan eðitimli bir anneye ve en fazla bir kardeþe sahip erkek öðrencilerden oluþturmaktadýr. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 17 Þekil 7: Türkçe branþýnda standartlaþtýrýlmýþ test sonuçlarýnýn, PISA’ya katýlmak için yapýlan seçimle iligili alternatif üç varsayýma göre daðýlýmlarý PISA nüfus daðýlýmý Yoðunluk Türkçe branþýnda t-skorlarý - 1. makul deðer Seçim düzeltmesi (düþük seçenek) Yoðunluk Türkçe branþýnda t-skorlarý - 1. makul deðer Seçim düzeltmesi (yüksek seçenek) Yoðunluk Türkçe branþýnda t-skorlarý - 1. makul deðer Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 18 Tablo 1: Doðuþtan gelen koþullar ve 15 yaþ için okula kayýt: Kýsmi Korelasyon Analizi Not: 15 yaþýndaki çocuklarda okula kayýt oranýna iliþkin Probit hesaplarý. Örneklem ortalamasýnda marjinal etkiler belirtilmiþtir. Kaynak: DHS 2003/4, 15 yaþ örneklemi. Dýþarýda býrakýlan kategoriler þunlardýr: Batý bölgesi, Baþkent ya da büyük þehir, anne eðitimsiz ya da annenin eðitim bilgisi eksik; baba eðitimsiz ya da babanýn eðitim bilgisi eksik, bir ya da iki çocuk, kazanç endeksinin ilk çeyreði ve annenin anadili Türkçe. * %10’da anlamlý; ** %5’de anlamlý; *** %1’de anlamlý. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 19 Tablo 2: Koþullara göre standartlaþtýrýlmýþ test sonuçlarýnýn indirgenmiþ-form regresyonu Not: Türkçe, matematik ve fen bilgisi test sonuçlarý için regresyon hesaplarý. Kaynak: PISA, Türkiye, 2006, sadece ilk makul deðerler kullanýlmýþtýr. Test sonuçlarý için standart sapma deðerleri, Türkçe’de 87.3, matematikte 88.9 ve fende 80.0’dýr. * %10’da anlamlý; ** %5’de anlamlý; *** %1’de anlamlý. Eðitimde Fýrsat Eþitsizliði: Türkiye Örneði 20 Tablo 3: PISA’ya katýlým için yapýlan seçimin düzeltildiði durumda 15 yaþ için eðitimde baþarýya iliþkin eþitsizlikte koþullarýn payý World Bank © 2010 Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası Dünya Bankası 1818 H Street, NW Washington, DC 20433 Tüm Hakları Saklıdır.